ARTVİN’DE YAĞMALANAN YAŞAMDIR BİR ARTVİN PANELİ GERÇEKLEŞTİ
Yeşil Artvin Derneği’nin düzenlemiş olduğu “Yağmalanan Yaşamdır Bir Artvin
Paneli” Prof. Dr. Ali Demirsoy, Gazeteci Çiğdem Toker’in katılımı ile Grand
Artvin Oteli’nde gerçekleşti.
Haber:Hayati Akbaş
ARTVİN-Yeşil Artvin Derneği’nin düzenlemiş olduğu “Yağmalanan Yaşamdır Bir
Artvin Paneli” Prof. Dr. Ali Demirsoy, Gazeteci Çiğdem Toker’in katılımı ile Grand
Artvin Oteli’nde gerçekleşti.
Gerçekleşen panele, Prof. Dr. Ali Demirsoy, Gazeteci Çiğdem Toker, CHP
Artvin Milletvekili Av. Uğur Bayraktutan, Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin,
Artvin Belediye Başkan Yardımcısı Cüneyt Öztürk, ESOB Başkanı Hakkı Seyhan,
CHP Artvin il Başkanı Ahmet Biber, CHP Artvin Kadın Kolları, CHP Artvin Gençlik
Kolları, ÖDP İl Başkanı Sercan Dede, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe
Karahan, Yeşil Artvin Derneği Başkan Yardımcısı Av. Bedrettin Kalın ve çeşitli STK
temsilcileri ve Artvin halkı katıldı.
Gerçekleşen panel öncesi Cerattepe mücadelesini konu alan film izletildi.
Ardından Yeşil Artvin Derneği Başkan Yardımcısı Av. Bedrettin Kalın açılış
konuşması yaparak Cerattepe mücadelesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gazeteci Çiğdem Toker panelde yaptığı konuşmada: “Az önce slaytta
gösterilen Cerattepe mücadelesini konu alan Filmini izledik. Bunun içinde öfkede
vardı, üzüntüde vardı, heyecanda vardı, sevinçte vardı ve bu mücadelenin insan bir
parçası olmak istiyor izlediği zaman.
Bir yandan da yaşam alanlarının böyle pervasızca böyle desturduşça ve
desturlu gibi gözüküp alt üst edilmesi insanın içinden öfke dalgasının
yükselmemesine imkân yok. Cerattepe olayı bunlardan bağımsız değerlendirilecek
bir olay değil. Son üç yılı bence ağırlaşan bir olay üzerine ülkemize ciddi bir
demokrasi krizi yaşanıyor.
Cerattepe de yaşananlarda bunun büyük bir parçası. Hukukla kendisini bağlı
saymak istemeyen anlayışın sonucu. Bu süreç içerisinde ihaleler kurasız özensiz bir
şekilde kamuya kapatılması ve Gazetecilik üzerinde baskıların artması.
Türkiye varlık fonunun kurulmasının ardından kamu bankalarının bir anonim
şirketi olan ve şuanda şirket başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başkan
vekilinin ise Hazine Ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın olduğu bir anonim şirketi olan
Türkiye Varlık Fonuna bir kamu bankalarının devredilmesi, 6 Bin küsür
akademisyeninin üniversitelerden ihraç edilmesi, 125 Bin kamu görevlisinin ihraç
edilmesi, 204 medya kuruluşunun kapatılması, 53 gazete, 37 radyo, 34 televizyon ve
29 yayınevi,20 derginin 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından ilan edilen
OHAL rejiminin ardından yapılan tasarrufların ülkemizi daha otoriter bir noktaya
götürdü.
Cerattepe de olup biten de bu süreçlerden bağımsız değil. Buraya gelmeden
önce Cerattepe ile ilgili yazılarıma baktığımda Rize idare mahkemesinin kararına
karşı sanki burada madencilik faaliyeti yaşam alanlarını daraltır denmemiş gibi ikinci
ÇED raporunun hazırlandığına değinmiştim. Gönül isterdi ki dört değil 104 ben yazı
yazabileyim. Gönül isterdi ki çok sayıda gazeteci meslektaşım bu konuyu gündeme
getirsin. İktidarın kendi medyasını inşa etme süreci geliyor çok daha ileri gidildiğinde.
Bir şeylerin düzelmesi gerekiyorsa ifade özgürlüğünün yani kitaplardaki ifade
özgürlüğünün medya da ifade özgürlüğünün, sizlerin yollarda Cerattepeyi
savunmanız ki o da bir ifade özgürlüğü, yaşam alanlarımızın korunmaya yönelik ifade
özgürlüğü ve her şey ifade özgürlüğü.
Türkiye bir demokrasi krizinde. Değerli hocamız İbrahim Kaboğlu’nun
anayasasızlaştırma dediği bir krizin içinde. Bu hal başka başka krizler getiriyor.
Başka krizleri tetikliyor. Bizlerin yeniden demokrasiye ve kuvvetler ayrılığına geri
dönmeye ihtiyacımız var. Bunun için de dayanışma yan yana yer almak ve ifade
özgürlüğüne de sahip çıkmak gerekiyor” dedi.
Toker’in konuşmalarının ardından Prof. Dr. Ali Demirsoy konuşması ile panel
sona erdi.