Ekonomide durgunluk
dönemi…
Necdet Buluz
Ekonomi başta olmak üzere, bizi yakından ilgilendiren hemen her konuda resmi rakamlara inanarak yol alıyoruz. Özellikle de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in verilerini öne çıkarıyoruz. Bunları sizlerle paylaştıktan sonra da yorumlarımızı ve görüşlerimizi yansıtıyoruz.
Asıl meselemiz ekonomi olarak gündemdeki yerini koruyor.
Ekonomimizde sıkıntılar sürüyor. Son verilere baktığımızda ekonomide bir durgunluk dönemi yaşayacağımız görülüyor.
Vatandaşın en çok ilgilendiği konu ise gıda olarak yerini koruyor. Gıda harcamalarına daha çok para harcanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen yılın son çeyreği ile 2018’e ilişkin gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYH) verilerini açıkladı.
TÜİK’e göre, Türkiye ekonomisi geçen yılın genelinde yüzde 2,6 büyüdü. 2017’de açıklanan Orta Vadeli Program’da ise 2018 büyüme hedefi yüzde 5,0 olarak belirlenmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen yıl 13 Ağustos’ta İstanbul’da açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) 2018 yılı büyüme tahmini yüzde 3,8 olarak verilmişti.
TÜİK’in açıkladığı veriye göre, büyüme YEP’teki tahmine göre yüzde 1,2 daha az geldi. Aynı programda 2019 için öngörülen tahmin yüzde 2,3.
Türkiye ekonomisi geçen yıl Ekim-Aralık dönemini kapsayan 4. çeyrekte ise yüzde 3 daraldı. Ekonomi son olarak 2016 yılının 3. çeyreğinde (Temmuz-Eylül dönemi) yüzde 0,8 küçülmüştü. Dördüncü çeyrekte ithalat yüzde 24 daralırken, ihracatta yüzde 10 büyüme kaydedildi ve böylece dış ticaret dengesi büyümeye olumlu katkı yapmış oldu.
GSYH verilerinde revizyon yapılırken geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7.2’ye düşürülen birinci çeyrek büyüme hızı verisi yüzde 7.4’e çıkartıldı. İkinci ve üçüncü çeyrek büyüme hızları ise bir önceki yılın aynı çeyreklerine göre sırasıyla yüzde 5,2’den 5,3’e ve yüzde 1,6’dan yüzde 1,8’e yükseltildi.
Eğer TÜİK, ilk 3 çeyrek verilerini düzeltmemiş olsaydı, 2018’in tamamında büyüme yüzde 2,6’dan yüzde 2,4’e inecekti!
Hane halkı nihai tüketim harcamaları 2018’de bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre yüzde 1,1 arttı. Hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 57,6 oldu.
Geçen yıl devletin nihai tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 14,4, sabit sermaye oluşumunun payı yüzde 29,7 olarak kayıtlara geçti. 2018’de zincirlenmiş hacim endeksine göre, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3,6 artarken, gayri safi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 1,7 azaldı.
Uzmanlar, Türkiye ekonomisinin bazda üst üste iki çeyrek daralması halinde ülkenin “teknik resesyon” sürecine girmiş olduğunu kaydediyor. Bunun açılımı, ekonominin durgunluk dönemine adım attığıdır.
Eğer Ocak-Mart 2019 döneminde ekonomi yine daralırsa, bu süreç gerçekleşmiş olacak. Durgunluk anlamına gelen resesyon, ekonomik faaliyetteki daralmanın bir çeyrekten uzun sürmesi halinde kullanılan bir iktisadi terim.
2017 yılı Ekim-Aralık dönemi ile 2018 yılı Ekim-Aralık dönemi karşılaştırıldığında en fazla gerileyen sektör ‘finans ve sigorta faaliyetleri’ oldu. Söz konusu sektör yüzde 16,2 küçüldü. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 10,2, inşaat sektörü yüzde 8,7, imalat sektörü yüzde 7,4, sanayi yüzde 6.4 geriledi.
Buna karşılık “kamu yönetimi, eğitim ve sosyal hizmet faaliyetleri” yüzde 5.7 büyüdü. 2018 yılı ile 2017’yi karşılaştırdığımızda mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetlerinin yüzde 2,6, inşaatın ise yüzde 1,9 küçüldüğünü görmekteyiz.
2017’ye göre yüzde 8,5 artan “kamu yönetimi, eğitim ve sosyal hizmet faaliyetleri” geçen yılın genelinde en fazla büyüyen alan oldu. Bunu hizmetler ve bilgi-iletişim izledi.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Ekonomide alınan onca önleme rağmen taşlar hala yerine oturmadı.
İhracat rakamları yüzümüzü güldürüyor ama ithal edilen mallardaki yükselişi de görmezden gelemeyiz.
Her konuda olduğu gibi ekonomik konularda da dengenin çok önemli olduğunu söylemeliyiz. Denge sağlanamadığı takdirde ipin ucu kaçıyor. Toparlanması da çok zaman alıyor ve sıkıntıları da beraberinde getiriyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz