87 yaşındaki büyük usta, 50 yıldır takı tasarlıyor. 38 yıldır Beyoğlu Santa Maria Kilisesine ait atölyede antik dönemden bugüne eser vermiş tüm uygarlıkların eserlerinden esinlenerek takılar tasarlıyor ve yapıyor.
Takılarında ilham aldığı kaynaklar; Anadolu Medeniyetleri, Tunç Çağı, Hititliler, Selçuklular, Roma – Bizans medeniyetleri ve Osmanlı dönemi. Beyoğlu Postacılar Sokak’ta kendi kurduğu Eller Sanat Galerisi’nde ürettiği eserlerle yurt içi ve yurt dışında ilgi gördü takdirle karşılandı.
1980 yılında tuttuğu dükkan, son 20 yıldır aynı zamanda da evi olmuş. Bu mekan, onun için bir dükkandan öte bir yuva.
Gündüzleri galerisini gezmeye gelen turistleri ağırlıyor, akşamları ise dükkanın asma katında resim yapıyor, dinleniyor. Atölyesi, İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesinin önemli sanat ve kültür mekanlarından biridir.
Nurhan Acun, son zamanlarda kiracısı olduğu Santa Maria Kilisesi ile davalık olduğunu ve dükkandan çıkartılmak istendiği için tedirgin olduğunu söylüyor:
“Dükkanlar dolarla kiraya veriliyor. Benden de yüksek bir kira istediler. Ben de direndim. Çünkü bu dükkanda onlarca yıllık emeğim var. Hayatın yarısı gibi. Zaten ömrümün sonuna gelmişim, biraz daha bekleseler olmaz mı?” diyor.
Santa Maria Kilisesi papazı ise Nurhan Acun’a bir huzurevine yerleşmesini tavsiye
ediyor.
Oysa sanatın ve üretmenin yaşı yoktur. İnsanoğlu son nefesine kadar çalışmalı, kendisi meyvesinden yiyemeyeceğini bilse de ağaç dikmeli, sonraki nesillere kültürümüzü aktarmalı, karşılık beklemeden iyilik yapmalı, hayatta sevginin, paylaşmanın maddiyattan daha önemli olduğunu bilmelidir.
Tanıdığımız en sevecen, en güzel yürekli, en bilge insanlardan Nurhan Acun, işte böyle bir insan.