Ankara Üniversitesi ve TÜSİAV’dan “Marka ve Patent Paneli”
ALPER ŞAŞMAZ / ANKARA
ANKARA Üniversitesi ve TÜSİAV işbirliği ile hazırlanan “İş
Dünyasının Geleceği Yaratıcılık, İnovasyon, Marka ve Patent”
başlıklı panel, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100. Yıl Konferans
Salonu’nda düzenlendi.
“ULUSLARARASI REKABETTE MARKA VE PATENT ÇOK
ÖNEMLİ”
Panelin öncesinde açılış konuşmaları gerçekleştirildi. Panele ev
sahipliği yapan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş,
konuşmasında üniversite ve iş dünyasının güç birliği yapması
gerektiğini söyledi. İbiş; “Amacımız inovasyon ve patent
konusunda bilinç yaratmaktır. Geleceğimiz konusunda
fikirlerimizi ortaya koyarak bunları paylaşmalıyız. 1923 yılında
mülkiyetin korunmasıyla ilgili çıkan sözleşmeye, Cumhuriyetimiz
henüz 2 yıllıkken 1925 yılında imza atmış. 50’li yıllarda da fikir
ve sanat eserlerinin korunmasına ilişkin kanun çalışmaları
yapılmış. Akabinde AB ile uyum çalışmaları başlıyor. 1976
yılında Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’ne üye oluyoruz. 1994
yılında da Türk Patent Kurumu’nu kuruyoruz. 2016 yılındaki
Sınai Mülkiyet Kanunu da daha önce yapılan tüm atılımları
taçlandırıyor. Patent kavramı gelişirken, inovasyon kavramı da
sürekli yenilikler ortaya koyuyor. Yapay zekâ, endüstri 4.0,
bulut teknolojisi, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti ve akıllı
şehirler gibi çok sayıda kavram hayatımıza girdi. Bu
teknolojilere uyum sağlamaya çalışıyoruz. Biz de bu değişime
uyum sağlayarak geleceğimizi ona uygun bir biçimde
tasarlamaya çalışıyoruz. Böyle olunca da ağır bir uluslararası
rekabet meydana geliyor. Bu anlamda da marka ve patent
kavramları da çok önemlidir. Patentler ve tasarımlar markalara
dönüştükçe dünyada rekabet gücümüz artacaktır. Bizlerin de
bunu teşvik etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“SON 15 YILDA PATEN BAŞVURU SAYISI 17 KAT, TESCİL
SAYISI DA 38 KAT ARTTI”
Bir diğer açılış konuşmacısı olarak kürsüye gelen ve Türkiye’nin
patent ve marka konusunda kaydettiği ilerlemeden bahseden
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN, şu
ifadeleri kullandı: “Son 16 yılda ülkemizin geçirdiği değişim,
küresel düzeydeki dönüşümün somut ayak izlerini taşımaktadır.
Geniş anlamda fikri mülkiyet hakları kapsamında, sınai mülkiyet
haklarına dair yaşanan değişim de dünyada ve ülkemizdeki
dönüşümün en önemli kesişim alanlarından biridir. Bu alandaki
performansımız, vizyonu büyüten, hedeflerini kararlı bir şekilde
gerçekleştiren ve fikri ürün portföyünü zenginleştiren bir
politika çerçevesine dayalı olarak ortaya konmuştur. 2002
yılında ülke olarak 1 yılda yapılan toplam yerli patent
başvurumuz, sadece 4 yüz 14’tü. Bugün bu rakam tam 17 kat
artarak 2018 yılında 7 bin 347, 2017 yılında da 8 bin 825’tir. Bu
süreçte başvuruların niteliği de artarak, patent tescil sayısı 38
kat arttı. Bu artışa ilişkin önemli göstergelerden biri de
uluslararası patent başvurularıdır. Türkiye 2002 yılında 85 olan
yıllık uluslararası patent başvuru sayısını, 2017 yılında bin 233’e
çıkarmıştır. 12 katlık bir artış yaşanmıştır. Bu dönemde Türkiye,
marka başvurularında birinci sırada yer almış, tasarım
başvurularında ise, ikinci sırada yer almıştır. Dünya Fikri
Mülkiyet Teşkilatı tarafından 3 Aralık 2018 tarihinde yayınlanan
Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporu’nda, Türkiye ulusal
patent başvurularında dünyada 13’üncü sıradadır. Hedefimiz,
bir sonraki raporda ilk 10 sırada yer almaktır. Yine aynı raporda
marka başvurularında dünyada 9’uncu sıradadır. Ulusal düzeyde
sınai ülke sıralamasında ise, dünyada 8 sırada yer almaktadır.”
“PATENTLER, EKONOMİNİN SİGORTASIDIR”
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak ise, Türkiye’nin daha fazla
uluslararası marka üreterek rekabet gücünü arttırması
gerektiğinin altını çizdi. Sarıtoprak; “Kökleri 1299 yılına
dayanan bir imparatorluğun devamı olarak, 100 yılı aşkın
süredir faaliyet yürüten 100 tane markamız yok. Şehirler ve
ülkeler, markalarıyla markalaşır. Markalar, kültürel mirasın
parçaları ve bulunduğu şehrin temsilcileridir. Türkiye
ekonomisinin güçlü olabilmesinin ve güçlü kalabilmesinin yolu,
patent sayılarının artmasıyla olur. Patentler, ekonominin
sigortasıdır. Amerika’da sırf 1911 yılında 1 milyon patent tescili
yapılırken, 2009 yılında da 8 milyon patent tescili yapılmıştır.
Türkiye’de ise, 2006 yılına kadar verilen yıllık patent sayısı
100’ün altındaydı. 2010’lu yıllardan itibaren patent sayıları 4
haneli rakamlara ulaşarak artış göstermiştir. 2011 yılında 3 bin
962 patent verilmiştir. Aynı yıl Türkiye’deki tüm yerli patent
sayısı; IBM’in Amerika’da yaptığı 6 bin 180 adet patent
sayısından 2 bin 218 adet daha azdır.
TMMOB’nin rakamlarına göre Türkiye’de 600 binden fazla
mühendis, 200’e yakın üniversite, 7 buçuk milyon üniversite
öğrencisi, 80’i aşkın teknokent, 60’a yakın teknoloji transfer
ofisi, teknoparklarda çalışan ve görevi sadece yenilik yapmak
olan 15 binden fazla Ar-Ge mühendisi ve 100 binden fazla
sanayi tesisi vardır. Son birkaç yıldır Ar-Ge kanunu ile devlet
büyük teşvikler vermiş ve elinden geleni yapmıştır. Şimdi sıra iş
dünyasında, sanayicilerimizde, sanayi ve ticaret odalarında,
üniversitelerde ve sivil toplum kuruluşlarındadır. Hep birlikte
Türkiye’nin patent üretme ve marka oluşturma gücünü
yükseltmemiz gerekiyor.” dedi. TÜSİAV hukuk Platformu
Başkanı Av. Celalettin Solmaz da; “Dünya yeni bir sanayi
devriminden geçiyor. Üretimdeki insan etkisi, rol değiştirerek
yerini robotlara bırakmaktadır. Bu gelişmelerin ışığında 21.
yüzyılın eğitim sistemi, bireyleri değişime uygun hale getirecek
düzeyde olmalıdır. Neredeyse her alanda inovasyon ile
meydana getirilen ürünlerle karşılaşıyoruz. Marka yaratmak ve
patent haklarına sahip çıkmak, bir ülkenin dünya pazarlarında
ticaret hacmini yükseltmesi açısından çok önemlidir.” şeklinde
konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Kültür ve Turizm
Bakanlığı Bakanlık Müfettişi Özgür Semiz’in moderatörlüğünde
düzenlenen panelde; Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri
Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ufuk Eriş, Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Oğuz
ve ASO Hukuk Müşaviri Av. Ahmet Münir Yaşar panelist olarak
yer aldı.