Doğruları bilirsek…
Necdet Buluz
Kural şu:
Her konuda doğruları bilirsek, önlem almak da o kadar kolaylaşır. Çözüm yolları kendiliğinden ortaya çıkar.
Doğru olanı göremezsek ya da görmezden gelirsek hata yapma oranımız da artar. Yığılan sorunlar daha yüklü sıkıntılara neden olur. Sonradan yapılan dikişler de yama tutmaz.
Ekonomide yaşanan sıkıntıların nedeninin başı olarak kredi daralması gösteriliyor. “Kredi daralması bitmeden de yaşanan sıkıntı ortadan kalkmaz” görüşü ağırlık kazanıyor.
Bir önemli nokta da şu:
Ekonomide inat olmaz. Doğrulardan kaçılmaz
Bunları niye yazma ihtiyacı duyduk ona gelelim:
Ekonomide sıkıntılar yaşanıyor. Alınan önlemler, doğrulardan uzak kaldığı için sıkıntının önüne geçilemiyor. Potansiyelimiz yüksek, bölgede de gücümüz var ama bunları tam olarak değerlendirebiliyor muyuz?
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Ankara’da düzenlenen “TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin, küresel ölçekte vazgeçilmez bir bölgesel güç olduğunu söyleyerek bu önemli konuyu gündeme taşıdı.
Türkiye’nin, sahip olduğu coğrafi, tarihi ve siyasi güçle, demokratik, insan haklarına saygılı, uzlaşma içinde yaşayan, teknoloji üreten, eğitimli genç nüfusuyla yeni başarı hikâyeleri yazabileceğini dile getiren Bilecik, “Başarınızın büyüklüğünü, inancınızın büyüklüğü belirler. Ülkemize inanıyoruz. Çünkü Türkiye, bir ayağı Anadolu’da, diğer ayağı Batı’da, adeta bir pergel gibidir. Bir ayağını dünyaya yetişmek için kullanır, diğer ayağı ise daima Cumhuriyetimizin temel ilkelerinde sabit durur” ifadelerini kullandı.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Türkiye’nin ekonomik durumunu değerlendirirken gerçekçi olmak zorundayız. Ekonomimizin bugünkü hale gelmesinde elbette küresel gelişmelerin de payı vardır ama önce iğneyi kendimize, sonra çuvaldızı başkalarına batırmakta fayda var” diyerek, yaşanan zorlukları sıraladı.
Bu zorluklar neler? Aşmak mümkün mü? Türkiye’nin bu zorluklarla baş etmeye gücü yeter mi? Birecik’in sıraladığı yaşanan bu güçlüklere bakarak buna kendimiz de karar verebiliriz, buyurun:
• Bugün nakit sıkışıklığı her sektörde hissediliyor.
• Finansmana erişim eskisi kadar rahat ve ucuz değil.
• Ağustos’ta başlayan kredi daralması devam ediyor.
• Bir an evvel banka bilançolarındaki hasarın tespit edilmesi, stres testlerinin yapılması ve geri dönmeyen alacakların bilançolardan temizlenmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor.
• Kredi daralması bitmeden, bu krizin bitmeyeceğini hepimizin kabullenmesi gerekir.
• Ekonomide inat olmaz, dengeyi siyaset tercihleri sağlamazsa, ekonomi kendi dengesini, ciddi maliyetler ve bedeller ödeterek sağlıyor.
• Dünyada ucuz ve bol parayla büyüme dönemi sona erdi. Ekonomide gemiyi yeniden yüzdürmemiz gerekiyor. Bunun için suların yeniden yükselmesini bekleyecek zamanımız yok. Sığ sularda yol almanın çaresini bulmalıyız.
• Dünyada eğitim düzeyi yüksek olup da geri kalmış bir ülke gösterilemeyeceği gibi, eğitim düzeyi düşük olup da kalkınmış bir ülke de gösterilemez.
• Özgür düşünen, iyi yetişmiş, yaratıcı ve sosyal sorumluluk sahibi bireyler, ülkemizin en önemli milli ve uluslararası güç kaynağı olacaktır.
• Atatürk’ün dediği gibi ‘Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır. Çalışkan olmak.’
Özetleyelim:
Doğruları saklamayalım, açık biçimde görüp, masaya yatıralım ve çözüm yollarını da bu doğrultuda ele alalım.
Doğruları bilirsek, çözüm yollarını da bulmuş oluruz.
Sadece MÜSİAD değil, ekonomi ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerinin bu konuda görüşlerini ve çözüm yollarını çok açık biçimde açıklamaları da gerekiyor.
TÜSİAD Başkanı Bilecik’i kuruluşu adına bu açıklığı dile getirdiği için kutluyor ve bunun diğerlerine de örnek olmasını diliyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz