Tehlikeli oyun…
Necdet Buluz
Amerika, bölgemizde yeni oyunlar içinde. Bu konuda Trump yönetimi tehlikeli de olabileceğini düşündüğümüz karanlık ve ucu açık bazı adımları atmaya hazırlanıyor.
Amerikan Kongresi’nde Cumhuriyetçiler ve Demokratların deneyimli üyelerinden oluşan 12 kişilik Ulusal Savunma Stratejisi Komisyonu, 14 Kasım tarihli bir rapor hazırladı. Bu rapor, Amerikan ordusunun durumunun ne olduğunu ve bir savaş sırasında nelerin olabileceğin içeriyor.
Rapordan kısa bir alıntı:
“ABD ordusu, iki veya daha fazla cephede eşzamanlı olarak savaşmaya zorlanırsa boğulur. Yıpranmış ABD ordusu, Rusya veya Çin’e karşı savaşırsa kaybeder. Üstelik Trump’ın orduyu güçlendirme politikalarının gecikmesi yüzünden otoriter rakipler Çin ve Rusya, bölgelerindeki Amerikan nüfuzunu bastırmaya çalışıyor. ABD’deki rehavet de ABD ordusunun dünyadaki uzun süreli hakimiyetini sürdürme çabalarını baltalıyor. 716 milyar dolarlık bir yıllık bütçeye sahip ve Rusya’nın en az 10 katı ve Çin’in dört katı büyüklüğünde olmasına rağmen, ABD’nin savunma anlayışı, tehditleri göz önünde bulundurmuyor.”
Şimdi durup dururken bunu neden yazdığımız sorusu aklınıza gelebilir.
Hemen yanıtlayalım:
Amerika, ordusu konusunda bu kadar endişeli ise, başta Suriye olmak üzere coğrafyamızda her yandan Türkiye’yi neden çembere alıyor?
Özellikle Suriye’de PYD/ PKK ile kol kola girerek ve destek vererek Türkiye’ye karşı tehdit yağdırıyor?
Türkiye ile Rusya ve İran’ın bölgesel işbirliğini bile bile coğrafyamızdaki Amerikan hegemonyası ne anlama geliyor?
Bu soruları da yanıtlayalım:
Daha önce PYD/ PKK konusunda yazdığımız yazılarda Amerika’nın bu terör örgütünden vaz geçmeyeceğini vurgulamıştık. Çünkü Amerikalılar artık karada savaşmak, asker kaybı vermek istemiyor. Kamuoyu da bu konu da son derece duyarlı.
Amerika’dan üst düzey yetkililer ve Pentagon açıklamalarında “PYD bizim kara ordumuz” açıklamasında bulunmuştu.
Şimdi, 14 Kasım tarihli rapora bakacak ve değerlendirecek olursak, Amerika’nın coğrafyamızda PYD/ PKK’dan geri adım atmayacağını çok açık biçimde görmüş olabiliriz.
Nitekim Türkiye’nin bütün baskılarına ve çağrılarına rağmen Amerika bizi PYD/ PKK konusunda hep oyaladı. Verdiği hiçbir sözü de tutmadığı gibi tam aksine bu örgütü silahlandırdı.
Çoğu Ortadoğu uzmanı “Amerika eninde sonunda Türk ordusunu bu terör örgütü ile çatıştıracak” yorumlarını bile yaptırdı.
Sözü fazla uzatmayalım:
Görebildiğimiz kadarı ile Amerika bölgede Türkiye ile çatışmak istemiyor. Olası bir çatışmada da Türk ordusunun karşısına PYD/ YPG unsurlarını çıkaracak.
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Milli Savunma Bakanı Akar, konuyu çok yakından takip ediyor. Yaptıkları açıklamalarda da bölgedeki bir çatışmanın bu terör örgütleri ile olabileceği görüşündeler. Bu nedenle de “Kazdıkları çukur, onlara mezar olacak” açıklamaları yapılıyor.
Türkiye’nin bölgede bir güvenlik sorunu var. Güvenliğimizi sağlamak için de her adım kararlılıkla atılacak. Bu konuda endişe duymuyoruz.
Endişe ettiğimiz konuya gelince:
Amerika, gelen haberlere bakarsak FETÖ Lideri Fethullah Gülen’i iadeye hazırlanıyor. Ya da Gülen bir başka ülkeye gönderilecek. Bunun karşılığında ne isteyecek? Amerika, almadan hiçbir şey vermez.
Halkbank konusunu da aynı çerçeve içerisinde değerlendirebiliriz.
Fırat’ın Doğusu bu pazarlığın içinde olursa Türkiye kaybeder.
Bizim için beka sorunuz çok daha önemlidir.
Her sıkıştığında tehlikeli oyunların içine giren Amerika’nın bölgedeki çıkarları konusunda yeni oyunlar içinde olduğunu görüyoruz. Temennimiz, bizi yönetenlerin bu oyunun içine düşmemesidir.
Konuyu son derece önemsiyoruz. Yazmayı sürdüreceğiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz