İşte Suriye li gerçeği ! DÖNMEK Mİ ? HADİ CANIM SENDE !
Türkiye’deki Suriyelilerin sayısının azalmak bir yana 5 milyonu aşabileceğini, göçmenlerin ülkelerine dönmesi yönündeki politikaların gerçekçi olmayacağını belirten Kamu Denetçiliği Kurumu, devletin resmi sitelerinde Arapça dil seçeneği bulunmasını önerdi.
Erdoğan’ın seçim vaadi gerçekçi bulunmadı
Erdoğan, 21 Haziran’da Gaziantep’te düzenlediği seçim mitinginde, “Seçimin ardından tüm Suriye topraklarını güvenli hale getirmeyi ve misafirlerimizin tamamının evlerine dönmelerini sağlamayı hedefliyoruz” demişti. Ancak Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hazırladığı ve Erdoğan’ın da sunuş yazısını yazdığı raporda Suriyelilerin dönmesi yönündeki politikalar ‘gerçekçi‘ bulunmadı.
‘Savaş bitse bile dönmeleri zor’
Cumhuriyet’ten Sinan Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre raporda satır başlarıyla şöyle dendi:
– Suriyeliler Türkiye’nin bütün illerinde yaşıyor, kamplarda kalanların oranı yüzde 6.69’larda.
– Suriyelilerin bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmiş, bir kısmı ise ülkemizde çalışma ve yatırım yapmaya başlamışken, ülkemizdeki Suriyeliler için sadece yarın gideceklermiş gibi politika üretmenin gerçekçi olmadığı açık.
– Mültecilerin çok önemli bir bölümünün Suriye’ye dönüşünü zorlaştıran pek çok faktör bulunmakta. Suriye ’de barışın ve huzurun tesis edilmesi hâlâ yakın ve orta gelecekte mümkün görünmemekte. Kendilerini güvende hissediyorlarsa, kazançları az da olsa bir işleri, yaşayacak ortalama mekânları ve çocuklarını gönderebildikleri okulları varsa, savaş bitse bile dönmeleri oldukça zor olacak.
Neredeyse yarısı 18 yaş altı
– 2011 yılından bu yana doğan toplam Suriyeli bebek sayısının resmi kayıtlara göre 276 bin 158 olduğu dikkate alındığında bu husus bile başlı başına kalıcılığın işareti olarak okunabilir.
– Suriyelilerin yüzde 46’sı, yani 1.4 milyondan fazlası 18 yaş altındaki çocuk ve gençlerden oluşmakta. Bu grubun ülkelerine dönmesi hem mümkün değil, hem de aileler çocuklarının güvenli ortamda kalmasını daha da önemsediğinden Suriye’de mutlak barış, huzur ve güvenlik sağlanmadıkça dönmeyi düşünmeyecektir.
10 yıl sonra 5 milyonu aşan nüfus!
– 3.4 milyon Suriyelinin artmasına da hazırlıklı olmak gerek. 10 yıl sonra Türkiye’de 4-5 milyonu aşan bir Suriyeli nüfus olması ihtimali yüksek. Hem sınır bölgelerinden devam edebilecek muhtemel geçişler, hem de doğumlar sonucu doğal nüfus artışı bu konuda etkili olacak.
‘Gerçekle yüzleşip uyum politikası üretilmeli’
– Gerçeklerle yüzleşmek, kalıcılık konusunda politikalar üretmek gerekmekte. Bunun adı da uyum politikaları. Geçicilik duygusu/algısı sürdürülebilir bir politika değil. Kalıcılığın düşünüldüğü, ama geri dönüş için çabanın gösterildiği bir süreç modeli özellikle kayıp kuşaklar bakımından daha az risk taşıyor.
Türkçe öğretme tavsiyesi
– Özellikle okul çağındakiler olmak üzere her yaştaki Suriyeliye Türkçe öğretilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları ve bu konuda faaliyet gösteren STK’lar arasında işbirliği yapılması, hazırlanan program ve projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerek.
Resmi sitelere Arapça seçeneği
– Suriyeli mültecilerin her geçen gün kalıcılığa doğru gittiği gerçeğinden hareketle, devletin internet sitelerinde Arapça dil seçeneği de bulunmalı. Bu hem bürokratik meselelerin takibi hem de Suriyeli mültecilerin entegrasyonu için önemli adım olacak.
Suriyelilere ucuz konut
– Mümkünse TOKİ-belediye işbirliğinde, çok düşük kiralarla mültecilerin barınması için yeni sosyal konutlar yapılabilir; ancak bunlar yapılırken Türk toplumunun gösterebileceği olası tepkilerin de dikkate alınması ve onların da desteğinin sağlanmasına çaba gösterilmesi iç huzur ve birlikte yaşama kültürü geliştirilmesi bakımından son derece kıymetli; söz konusu yerleştirmenin etnik bir özellik taşıdığına dair algıları ortadan kaldıracak şekilde seçimler yapılmalı, aksi halde yakın gelecekte çok ciddi gerilim ve çatışma riski olabilir.