Fazlı KÖKSAL
“Leyla Bir Özge candır.
Mavi* gözlü ceylandır.
…………………
Leyla, Leyla ah Leyla
Dillerde söylenen o.
Yollarda gözlenen o”
Diyerek yollarını gözledik….
Ama Ölüm haberiyle sarsıldık…
Ağrı’nın bu güzel çocuğu, O güzel gözleriyle seksen milyonu büyülemişti… Sağlıklı bir şekilde bulunmasını istedik… Büyüyüp yıllar sonra “Mecnun”una kavuşmasını diledik… Ama olmadı… Günlerce süren aramalardan sonra cansız vücudu bulundu…
Dilimizdeki türkü “Yazımı Kışa Çevirdin Bak Gözümde Yaşa Leyla’m”a dönüştü..
Olayın nedeni hakkında kesin bir açıklama yok… Bir sapkının tecavüz sonrası işlediği cinayet mi? Kan davası mı? Yoksa terör örgütünün aileye bir gözdağı mı?
Genel kanı; tecavüz olduğu yönünde…
Bu sapkınlıklar hep vardı belki, ama sanki son yıllarda bu sapkınlık, vahşet daha da arttı…
Gün geçmiyor ki bir sapkınlık haberi duymayalım…
Ve failler çoğunlukla tanıdık ve umulmayan kişiler;
Komşusu,
Amcası,
Öğretmeni,
Evinin anahtarı verilecek kadar güvenilen kapıcısı…
Dinini öğretsin diye emanet edilen Kuran kursu hocası…
Annenin sevgilisi…
Hedef ise aynı; korumasız, saf, temiz, güzeller güzeli çocuklar…
Kimler mi kusurlu;
Kurumlar arasında gerekli işbirliğini sağlayarak, olayların nedenlerini araştırmayan, koruyucu, önleyici tedbirleri alamayan siyasi irade…
Olayları küçümseyen, “münferit olay” diye tanımlayan, “bir kere ile birşey olmaz” düzeysizliği ile olayları tanımlayan, “çocuk da istemiştir” diyerek utanmazlığın zirvesine çıkan, hâlâ kalıcı bir tedbir almak için gayret göstermeyen yetkililer…
Sapıklara iyi hal indirimi uygulayan yargıçlar…
Wikipedi’ye, pek çok STK’nın sitesine engellemeler getiren, ancak bu tür sapkınlıkları özendiren porno sitelerini kapatmakta çok geç kalan BTK…
Çocuklarını baskıcı bir tarzda yetiştiren, onların söylediklerine inanmayan, toplum baskısının da etkisiyle, bu yöndeki tehlikeyi sezemeyen ebeveynler…
Tecavüz edileni suçlu gibi gören toplumsal “ahlak” yapımız…
Bazen olayları görmezden gelen, bazen yaptıkları yayınlar ile pedofil eğilimleri körükleyen, olayların nedeni üzerinde durmayan, önlemler hakkında öneri getirmeyen sadece tiraj ve reyting peşinde koşan medya…
Şüphelendikleri durumlarda, koruma, kollama, ihbar mükellefiyetini yerine getirmeyerek, üç maymunu oynayan sıradan vatandaşlar…
Gerekli tepkiyi göstermeyen, olayların önlenmesi için öneri getirmeyen Siyasi Partiler, STK’lar…
Kısacası az veya çok hepimiz…
O güzel gözlü, güzel yüzlü çocukların başına bir şey gelmesini istemiyorsak bir şeyler yapmamız lazım…
Öncelikle; İyi siyasetçi, görevine müdrik yönetici, sorumlu yurttaş, öz denetimini yapabilen bir medya, iyi ebeveyn olmak zorundayız…
Ve de kaldırılan andımızdaki o güzel cümleyi “Yasam küçüklerimi korumaktır…” bir hayat düsturu haline getirebilmeliyiz…
*Küçük Leyla için şarkıdaki kara kelimesini mavi kelimesi le değiştirdiğim içim özür dilerim..
.Fazlı KÖKSAL