FAZLI KÖKSAL
Bazı insanlar görüyorum, yaşları ilerledikçe hayata küsüyorlar… Evden çıkmıyor, televizyon karşısında vakit geçiriyorlar… Herhangi bir uğraşları yok… Adeta ölümü bekliyorlar…
Aslında ölüm, yaşam enerjimiz bittiğinde, yaşama isteğimiz kaybolduğunda gerçekleşiyor…
Oysa hiçbir yaş, yaşamak için, üretmek için geç değil.
Mesela;
ABD Demiryolu ağının öncüsü Cornelius Vanderbilt demiryolu işine girdiğinde 7o yaşındaydı…
Wolfgang von Goethe “Faust”u 82 yaşında yazdı..
Asa Long 79 yaşında dünya dama şampiyonu oldu.
İngiliz romancı Doris Lessing Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığında 88 yaşındaydı…
Noah Webster, İngilizce’ye ait en büyük lügati 70 yaşında tamamlamıştı.
Michelangelo, ‘Vatikan Sistina Şapeli’ duvar resimlerini yapma ya başladığında 70 yaşında, en ünlü eseri olan ‘Pieta’yı tamamladığında ise 87 yaşındaydı.
Galileo Galilei, Ay’ın günlük ve aylık hareketlerinin çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.
Ünlü romancımız Naşide Gökbudak ilk romanının 65 yaşında yazdı… Sonraki 15 yılda 15 romana 2 şiir kitabına imza attı… Şimdi 80 yaşında ve yazmaya devam ediyor…
Facebook’ta kendisine hesap açmak isteyen Anna Stoehr, doğum yılı 1900’ü tarih aralığında göremedi. Seçilebilecek tarihler arasındaki en erkeni 1905 olduğundan, Facebook’a”Ben hala ölmedim, neden yaşımı doğru yazmama izin vermiyorsunuz?” diye hesap sordu. Öldüğü 114 yaşına kadar Facebook kullandı…
104 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ hâlâ bir genç kız kadar dinç , çalışkan ve üretken…
Popüler Amerikalı komedyen George Burns 92 yaşındayken, 5 yıl sonra Paris’in ünlü salonu Olimpia’da temsiller vermek üzere sözleşme imzalamıştı.
Dört kez İngiltere Başbakanı seçilen William Gladstone yeni bir dil öğrenmeye karar verdiğinde yaşı çoktan 70’i geçmişti.
İtalyan bestekar Guiseppe Verdi, ünlü operası Othello’yu bestelediği zaman 75 yaşındaydı. Ayrıca 80 yaşında iken Falstaff’ı, 85 yaşındayken de Ava Maria’nın bestesini tamamladı.
Heykeltıraş Rodin, ünlü Düşünen Adam heykelini 62 yaşında yaptı…
Cezzar Ahmet Paşa, dünyanın en büyük komutanlarından sayılan Napolyon’u dize getirdiğinde 80 yaşındaydı…
İmmanuel Kant, ‘Ahlak Metafiziği’ ve ‘Antropoloji’ adlı eserlerini yazdığında 74 yaşına gelmişti.
Şarlo karakteriyle tanınan, sessiz sinemanın en önemli ismi Charlie Chaplin, Hong Kong’lu Kontes filmini çektiğinde 78 yaşındaydı..
Lamarck, ‘Omurgasızların Tabii Tarihi’ adlı büyük eserini tamamladığında 78 yaşında idi.
Nobel ödüllü Alman Doktor Albert Schweitzer, 88 yaşında Afrika hastanelerinde çalışıyor, ameliyatlara giriyordu.
Harvard Üniversitesi’nin ünlü profesörü Roscoe Pound, 86 yaşında yazmaya başladığı Amerikan adli sistemi üzerine beş ciltlik büyük eserini 89 yaşında tamamlamıştı.
Thomas Hobbes, Eski Yunan Klasiği Odysseus’u İngilizce’ye çevirdiği zaman 87 yaşında idi.
Ünlü Ressam Titian, ‘Lepanto Savaşı’ adlı ünlü tablosunu, 98 yaşında tamamladı.
Otto Von Bismarck, Alman Birliği’ni gerçekleştirerek ilk şansölye unvanını aldığında 71 yaşında idi.
Mimar Sinan, kalfalık dönemi eseri olarak nitelendirdiği Süleymaniye Camii’ni bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Ustalık eseri olarak saydığı Selimiye Camii’ni tamamladığında ise yaşı 86 olmuştu.
Anatole France 80, Thomas Hardy 88, George Bernard Shaw ise 94 yaşında iken üretmeye, yazmaya ve sanat dünyasına yeni eserler kazandırmaya devam ediyorlardı.
Ve Tolstoy bisiklete binmeyi 67 yaşında öğrendi… Batıda “hiçbir şey için geç değildir” anlamına gelen “Tolstoy’un Bisikleti”kavramının kullanılmasına ilham verdi…
Öğrendiğim bu hayat hikayeleri beni de çok değiştirdi..Ben de hiçbir şey için geç olmadığına inanıyorum… Bunu hayatımda da uyguluyorum… 64 yaşındayım, okuyorum, yazıyorum, üretmeye çalışıyorum… “Posta ve Telekomünikasyon Tarihinden Portreler” kitabımı 60’ından sonra yazdım… Yazımını bitirdiğim“Meyve Tadında Romanlar” ve “Tarihe Türkçe Bakmak” isimli kitaplarımın son kontrollerini yapıyorum… Yeni bir kitabın yazımına başladım… Osmanlıca öğrenmeye çalışıyorum. Fotoğrafçılık, diksiyon kursların katılmayı düşünüyorum.. Ve hatta belki de dans kurslarına bile katılabilirim…
Evet hiçbir şey için geç değildir…
Çalışmak için de…
Üretmek için de…
Yeter ki yaşama enerjimizi yitirmeyelim…
Herkese sağlıklı, üretken, son anına kadar kendisine ve topluma yararlı olabileceği bir ömür diliyorum…
FAZLI KÖKSAL