FAZLI KÖKSAL
Bugün 29 Mayıs…
İstanbul’un fethinin 565. Yıl dönümü…
“Ormanlarımın bir dalını kesenin başını keserim” diyen Fatihin fethettiği İstanbul’u yeşilsiz bırakan bizler, İstanbul’un Fethini büyük törenlerle kutlayacağız utanmadan…
Onun özenle koruduğu, onarttığı tarihi binaları hoyratça yok eden, tek tük kalmış tarihi eserleri de çirkin beton yığınları arasında görünmez kılan bizler, fethi kutlayacağız yüzümüz kızarmadan…
Birbirimize karşı hoşgörüsüzlüğün, tahammülsüzlüğün zirvesinde yaşayan bizler , Büyük Hakan Fatih’in “Biz toprakları değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz” diyerek fethettiği İstanbul’da fethi kutlayacağız sıkılmadan…
Fatihi tanımadan, ona ne kadar layık olduğumuzu hiç düşünmeden, Arif Nihat Asya’nın muhteşem şiiri Fetih Marşı’nı okuyacağız, tüm hamasi duygularla…
“Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!”
Diye sesleneceğiz Fatih’in hiçbir özelliğini taşımayan gençlere..
O Fatih ki;
Daha çocukluğunda hayal gücü çok genişti, bilime, sanata ilgisi belliydi,
Arapça, Farsça, İtalyanca, Yunanca, Latince, Sırpça, Keldanice, Slavca, İbranice dillerini bilirdi,
Avni mahlası ile şiirler yazan, bir divanı bulunan, çok iyi bir şairdi,
Antik Yunan filozoflarının eserlerinin tamamını okumuştu,
Huzurunda yapılan felsefi tartışmaları izlemekten büyük zevk alırdı,
İslamın resim yasağına rağmen, sarayda resim yapılması için atölye kurduran, ünlü ressamları davet eden, kendi resminin yapılması için poz veren ilk Osmanlı padişahıydı,
Sarayda Aristotales’ten St Thomas Aquinas’a kadar o zamanın tüm klasiklerini de içeren, büyük ve kozmopolit bir kütüphane kurduran bir kitap ve kültür dostuydu,
İlk Vaka-i Name ile Osmanlıda tarih yazıcılığının doğuşuna yol açmıştı,.
Tüm bu özellikleri nedeniyle çağdaşı Avrupalı yazarlar ona “Grand Turco” (Büyük Türk) derdi…
Gençlerimize Fatih’i örnek gösterirken, Fatihi Fatih yapan özelliklerini, akılcılığını, bilimi rehber alan anlayışını, sanat severliğini, öğrenme aşkını, felsefeye ilgisini de örnek gösterelim…
Hamaset de gereklidir, ama altı, akıl bilim ve sanatla doldurulduğu takdirde…
Yoksa Fatih kim, biz/siz kim…
FAZLI KÖKSAL