Dünyada başka bir ülke var mıdır bilmiyorum ama, Türkiye gibi iki de bir seçim sistemini kendi menfaatleri için sık sık değiştiren başka bir iktidar olduğunu zannetmiyorum.
AKP Seçim İttifakı yasa tasarısıyla TBMM’ye sunduğu hayati bir konuyu 20 saat gibi rekor! bir zamanla ortağı MHP ile kavga gürültü çıkartıp, tekme tokat ta kullanarak Meclisten geçiriverdi.
Gece yarısı ‘apar topar’: 26 maddelik “ittifak yasası”nın Meclis’te kabul edilmesi muhalefeti ve sade vatandaşı Seçim Güvenliği konusunda da bir hayli endişeye sevk etti. Bazı CHP’liler “Sopalı Seçim” benzetmesi yapmaktan da kaçınmadılar.
Meclis’ten gece yarısı geçirilen seçim ittifakı düzenlemesine karşı partisinden yükselen “boykot” sesini yorumlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kazanacağımız seçimi neden boykot edelim” diyerek iktidara şimdiden meydan bile okudu.
AKP durup dururken Seçim İttifakı yasasını bir gecede niye çıkardı?
Bu sorunun cevabını CHP lideri bakın nasıl veriyor; “Biz seçimleri kazanacağız. Bu yasa kaybettiklerini gösteriyor. Kaybediyoruz nasıl kazanabiliriz onun arayışı içindeler. Biz de halkımıza güveniyoruz ve kazanacağız. Hedefimiz bundan sonra 2019 seçimidir.”
Gerçekten de durum böyle mi, AKP gelecek ilk seçimi kaybeder mi?
Tespitlerimiz ve gördüklerimiz AKP ve de özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 için işi bir hayli sıkı tuttuğunu gösteriyor.
MHP’de yaşanılan erime, İYİ Parti ve Saadet Partisindeki yükseliş, CHP’nin Statükocu tavrına rağmen gücünü koruması AKP’nin bu seçimlerde işlerinin öyle sanıldığı ve beklenildiği gibi çok kolay olmayacağını gösteriyor.
Nisan’da yapılan ve sonucunu bize göre de YSK’nin belirlediği “Mühürsüz oylar” skandalından sonra AKP açısından durumun vahameti ortaya çıkıyor.
AKP ve Genel Başkanı Erdoğan, ülkede yaşanan ve hepsi de iktidarın aleyhine gelişen sosyal ve ekonomik olayları görmezlikten gelerek, şerefli Türk Ordusunun vatanını korumak için canı pahasına Afrin’de yaptığı mücadeleyi ön planda ve gündemde tutarak yapılacak seçimlerde can simidi olarak görüyor.
Şimdilik diyeceğimiz odur ki; güçlü hiç bir iktidar gelecekten endişe ve kaybetme korkusu duymazsa başka bir partiyle ittifak yapmaz ve iktidarını başkalarıyla kesinlikle paylaşmaz.