BELGELERDE NEVRÛZ (2) YAHYA AKSOY
Türkler, yılı dört ayrıma bölerek ad verirler. Her üç ayın bir adı vardır…Yeni gün (Nevruz) den sonra ilk bahara “ oğlak ay”,”Uluğ Oğlak Ay” denir. Bu ikinci parçada oğlak büyük,bundan sonra “uluğ ay” denir, çünkü bu yaz ortasıdır.Yer yüzünde niğmet bollaşır,hayvanlar büyür,süt çoğalır.
Ünlü bilgin Biruni (973-1046), “Kitab-ı at –Tevhim” (Anlatma kitabı) ve “El-asar el –bakya” adlı esesrlerinde Orta Asya’daki yerli halkların Arap istilasından önce “Nevrûz Bayramı” kutlamaları yaptıklarını anlatır.
İranlı bilgin Firdevsi, “Şahnâme” adlı destanında ,Cemşid döneminde “ nevrûz Bayramı “yapıldığını ifade etmektedir. Eserdeki anlatımı şöyledir:
“Cahanga ziya nur çaçar padişah, /Bu noruz küni boldi Cahanga ziya nur çaçar padişah,
Bu noruz küni boldi taht özraca. /Yiğlidi uluğlar bari şadu huş, /Mayu,usul,çalgu tepip köphuruş.”
Babürnâme’de , baharın gelişiyle birlikte geleneksel törenlerin, yöneticiler ve halk arasında yapıldığını Babür Şah ifade etmektedir.
14. asırda yaşamış ünlü şair Ali Şir Nevai, “ Çar Divan” adlı “eserinde “Nevrûz Makamından” söz etmekte ve bir çok musiki makamına nevruz adının verildiğini ifade etmektedir: “Noruz Büzrüz”,”Noruz Hüsayin”, “Noruz Küçek”,” Noruz Rast”, “Noruz Sultani”…
Tang Hanedanı döneminin Çin’li tarihçisi Hoyili’in hatıralarnı yazdığı “ Muzika Tazkiresi” isimli kitabında, Uygurların “Nevrûz Bayramı’nı” “Oğlak Tartiş Ussuli”, “Salma Taşlaş Ussuli”, “Goyzi (kuça) Ussuli “ gibi tiyatrolar,danslar, şarkı ve müzik eşliğinde maskeli oyunlarla kutladıklarını ve eski yılı uğurlayıp yeni yılı karşıladıklarını bu güne “ Sumuz- Samuz” dediklerini ifade eder. Uçtuğuna inanılan kanatlı bir at olarak ifade edilen “ Toplar” üstünde oynanan oyunlardan söz eder.Nevrûz, çiftçilik ve hayvancılık bayramı olarak değerlendirilir.
İbrahim Hakkı Hazretleri, “Marifetnâme” adlı eserinde, yıl başını güneşinin koç burcuna girdiği gün başlatmaktadır.Şeyhi Fakiyrullah vefat ettiğinde, türbesindeki kulenin uygun bir yerine bir pencere açtırarak oraya bir güneş yansıtıcı mercek yerleştirmiş ve nevrûz’un ilk ışıkları mercekten yansıyarak türbeye girmekte ve şeyhin üzerine yansımaktadır.Bunu yeniden doğuş anlayışı olarak düzenlemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bir Nevrûz yolu olan Ulu İpek Yolu,felsefenin, inançların, düşüncenin ve sanatların yolu olmuştur.Tarih boyunca çeşitli inançlar, gelenekler birbiriyle çarpışmış, tanışmış, kaynaşmıştır.İnsanlığın düşünce ve inanç dünyasını anlamak için Ulu İpek Yolu’nu incelemek gerekmektedir.Doğudan Batıya ve batıdan doğuya tarih bu yolda kaynaşmıştır.Halende burası güncelliğini korumakta,bu yol yeniden keşfedilmeye çalışılmaktadır.Yeniden doğmak için bu yola düşmeniz gerekmektedir.
Nevrûzun temel felsefesi ve ifadesi, her alanda insanın ve doğanın yeniden doğuşudur…