Yapılması gereken
yapılırken…
Necdet Buluz
Türkiye’nin “PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak üzere” başlattığı Zeytin Dalı Harekâtını destekliyor ve “Yapılması gereken yapılıyor” diyoruz.
Suriye’de terör örgütü PYD/PKK’nın işgalindeki Afrin bölgesine TSK “Zeytin Dalı Operasyonu” başlattı. Herkes ABD ve Rusya’nın ne tepki vereceğini merak ediyor.. Rusya gelinen noktadan dolayı ABD’yi suçlarken, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun Amerikan askerleri ile çatıştığı haberleri geliyor.
Terör örgütü YPG tarafından yapılan açıklamada Afrin harekâtından Rusya’nın da sorumlu olduğu öne sürülerek, “Rusya’nın Türkiye’nin suç ortağı olduğunu vurguluyoruz” açıklamaları geliyor.
Rusya Federasyon Konseyi Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, Türkiye’nin Suriye’ye askeri operasyon başlatmasının ABD’nin faaliyetlerinden kaynaklı olduğunu belirtti.
Facebook hesabından konuyla ilgili açıklama yapan Kosaçev, ”Çok yönlü ve son derece zor olan bu çatışmanın yeni kayıplara yol açmasının yanı sıra bu gelişmeler Türkiye’nin de garantörü olan ve zaten zor geçen barış sürecini baltalayabilir” dedi.
Ankara’nın Kürtlerle uzun zamandır devam eden anlaşmazlıklarının olduğunu dile getiren Kosaçev, askeri operasyonun Washington’un kışkırtıcı faaliyetlerinden kaynaklandığını savundu.
Kosaçev şu şekilde devam etti: ”Suriye’de defalarca olduğu gibi bu ülkede çeşitli gruplar vasıtasıyla dış aktörler faaliyet gösteriyorlar, bu da ulusal barış sürecini olumsuz etkiliyor. Rusya bu konuda ihtiyatlı davranmalı ve Suriye’nin resmi yönetiminin yaklaşımına göre hareket etmelidir.”
Suriye kökenli olan ve bir süre Washington’daki Carnegie kurumunda çalışmış bir uzman, Sami Moubayed, Gulf News’de yayımlanan “Kürtler ile savaş Erdoğan’ın düşmanlarına yarayacaktır” başlıklı yazısında şu yorumu yaptı:
‘‘Kürtler ile Rusya ve İran tarafından gizlice kışkırtılan açık savaş, sonunda onu (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kast ediliyor) zayıflatabilir veya en azından önümüzdeki yıllar boyunca meşgul edebilir. En sonunda, İran ve Rusya onun hemen ortadan kalkması şansının düşük olduğunu ve uzun vadede Kürtleri ezme başarısı gösterebileceğini anlayabilir de. Süreç içerisinde Trump ile ilişkisi yok olduğu gibi NATO üyeliği de muhtemelen olumsuz etkilenecektir. Kürtler ile bitmez tükenmez savaş sadece Erdoğan’ın sayıları çok olan ve hepsi de onun sonunu görmek için bekleşen düşmanlarına yarayacaktır.’’
Bu noktada yapılan bu açıklamalar ve yazılar, Afrin’de başlatılan operasyonların Türkiye’deki Kürtleri de etkileyebileceği ve bunları Erdoğan’a düşmanlık noktasına getirebileceğine dikkat çekilmiş olunuyor.
Gazeteci Fehmi Koru da konu ile ilgili olarak yazdığı yazıda “Amerika Türkiye ile savaşır mı?” sorusuna yanıt arıyor. Koru’nun görüşlerinden bir kısmını sizlerle paylaşmak istedik:
“ABD’nin böyle bir çatışmacı tavrı benimseyebileceğini kimseler düşünmüyor. Sonuçta iki ülke arasındaki ‘ittifak’ ilişkisi son zamanlarda zayıflamış görünse bile, Türkiye ABD için kolay vazgeçilebilecek bir ülke değil.
Yine de Washington’da Türkiye’ye ciddi bir ders verme yanlısı güçlü bir lobi var ve onlar şimdikine benzer ortamlarda başlarını çıkartabilirler.
En muhtemel ve Ankara’nın da Afrin harekatını başlatmakla değer verdiğini belli ettiği senaryo, ABD’nin PYD/YPG ile flörtünü Türkiye’nin Afrin harekatıyla birlikte sona erdireceği beklentisidir. Kürtler bir kez daha ABD tarafından kendi hallerine bırakılabilir.
Şah döneminde, İran’ın, Saddam’ın Irakı’na karşı isyana kışkırttığı ve ABD ile İsrail’den temin ettiği silahlarla desteklediği Molla Mustafa Barzani’nin sonunda yaşadığı hayal kırıklığının bir benzeri bir daha yaşanabilir.
Molla Mustafa Barzani’nin devletleşerek Irak’tan ayrılma hayali, Şah ile Saddam’ın Cezayir’de anlaşmasıyla (1975) suya düşüvermiş, Amerika desteklediği isyanın sona ermesini seyretmekle yetinmişti.”
Afrin operasyonu beklenen operasyondu ve yapılması gerekiyordu. Türkiye’nin bekası ve bölünmez bütünlüğü açısından sonuç ne olursa olsun bu operasyon aynı zamanda TSK’nın varlığını,ayakta kalabilecek güçte olduğunu ve milletçe ülkemizin ve ordumuzun arkasında tek yumruk olabileceğimizi de göstermesi açısından önemlidir.
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Yıldırım “Sırada Menbiç var” açıklamasında bulundu. Afrin operasyonunun tamamlanmasından sonra Menbiç’teki terör örgütlerine karşı da aynı kararlılıkta mücadelenin mutlak biçimde yapılmasının doğru atılmış bir adım olacağını düşünüyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz