Sonuç ne olur?…
Necdet BUluz
Başbakan Binali Yıldırım, ABD Başkan Yardımcısı Pence ile yaptığı görüşmeye değerlendirirken görüşmenin çok verimli geçtiğine vurgu yaparak “Samimi ve dürüstçe birbirimizle sorunlarımızı konuştuk. İkili konularımızı, bölgesel konuları ele aldık.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da daha önce Başkan Trump ile yaptığı görüşmelerden sonra “Çok yararlı ve olumlu görüşmelerimiz oldu. İki ülke arasında yeni bir sayfa açıyoruz” demişti.
Hiç kuşkusuz biz bu görüşmeleri önemsiyoruz. İki ülke arasında iletişim yollarının açık olması, sorunların masaya yatırılması, çözüm yollarının aranması, ortak hareket noktalarının bulunması da iki ülke yararınadır.
Ancak, bu görüşmeler sonrasında somut adımların atılması bizim için çok daha önemlidir. Görüşmeler güzel ve olumlu geçmiş olabilir. Karşılıklı güven tazelenebilir. Sıkıntılar giderilmediği, sorunlar askıda kaldığı süre içerisinde bu görüşmelerin bir anlam ifade etmediği de görülecektir.
Terör örgütü YPG konusu bizim için hayati konudur. Yıllardır gözümüzün içine baka baka bu örgüte destek veren ve silahlandıran Amerika’nın bu konuda geri adım atmayacağını görmemiz gerekiyor.
YPG konusunda dosyalar dolusu bilgi ve belgeye rağman Amerika halen bu örgütü silahlandırıyor mu, silahlandırmıyor mu? Bu silahlar PKK’nın eline geçip, bize karşı kullanılıyor mu kullanılmıyor mu?
Başbakan Yıldırım “PKK’ya yönelik ABD’den daha fazla destek beklediğimizi aktardım. YPG konusunu çok açık bir şekilde konuştuk. Bu konuda ‘Artık DEAŞ gitti, artık o ortaklığı bozun, bunlar bize çok büyük rahatsızlık verdi, bu mecburi ortaklıktan vazgeçin, bu silahlar PKK’ya geçiyor’ tespitini yaptık” diyor.
Bakalım dost ve müttefikimiz bu konuda olumlu adım atacak mı, bekleyip göreceğiz? Görüşmelerin ne derece olumlu ve etkili geçip geçmediğine o zaman karar vermek daha doğru olacaktır.
Vize konusunda yaşanan kriz sona erer mi? Bu konuda Başbakan Yıldırım, ABD Başkan Yardımcısı Pence ile görüşmesine ilişkin, “Vize konusunda bir kriz yaşandı ilişkileri çok iyi noktaya getirelim derken. Artık bundan sonra normal seviyesine dönmesini bekliyoruz. Genel atmosfer itibarıyla karşılıklı güven ve samimiyetle hakikaten ilişkileri iyileştirme iradesi olduğunu gördüm. Tabii ki bundan sonrası takibe bağlı. Zaman içinde ilerlemeleri göreceğiz, takip edeceğiz. Başkan Yardımcısının olumlu bir bakış açısı olduğu izlenimi edindim.” dedi.
Bunu da bekleyip göreceğiz.
FETÖ Terör örgütü Lideri Gülen, bugüne kadar yapılan girişimlere ve verilen dosyalar dolusu bilgilere rağmen Türkiye’ye iade edilmiyor. FETÖ elebaşının tutuklanarak, Türkiye’ye iadesi ve faaliyetlerinin sonlandırılması talebinin yinelendiği görüşmede, New York’da devam eden ve ilişkilere zarar veren Zarrap ve ilgili davalardaki sözde delillerin sahte olduğu, yasalara uygun bulunmayan yöntemlerle toplandığı da hatırlatıldı.
Dikkat edilecek olursa ortaya konulan konular yeni değil ve daha önce en üst düzeyde de görüşülen konulardır. Ancak, Amerika’nın tüm belgelere ve Türkiye’nin ısrarlarına rağmen adı geçen tüm bu konularda bugüne kadar olumlu bir adım attığını görmedik. Kaldı ki tam tersi hareketler ve gelişmeler de oluyor.
Başbakan Yıldırım ile Amerikan Başkan Yardımcısı Pence’nin bu görüşmelerini küçümsediğimizi sanmayın. Zaten yazımızın başında da değindiğimiz gibi olumlu bulduğumuzu yineleyelim. Ancak, ortaya beklentilerimiz konusunda olumlu sonuç çıkması gerektiğini vurgulamaya çalışıyoruz.
Yoksa iki lider arasındaki telefonların 24 saat açık kalması, istedikleri anda görüşebilmelerinin önünde bir engelin olup olmaması önemli değil. Önemli olan görüşmelerin sonuç vermesidir.
Amerikan Başkan Yardımcısı Pence’nin ABD’nin PKK ve diğer terör örgütlerine karşı Türkiye’nin yanında durduğunu ilettiği haberleri de yayınlandı. Bunu biz inandırıcı bulmuyoruz. Yorum sizlerin.
Son bir not:
Yıldırım ile Pence’in, Ortadoğu’da istikrar ve güvenliğin Türkiye ile ABD’nin menfaatine olduğuna işaret edilerek, bu amaçla hükümetler arası görüşmelerin artması konusunda mutabık kaldığı ifade edildi.
Ayrıca, Türkiye’deki bazı Amerikan vatandaşları, ABD misyonlarının yerel çalışanları, gazeteciler ve sivil toplum üyelerinin Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında tutuklanması konusunda duyulan kaygıyı da aktaran Pence, ilgili davaların şeffaf ve kanunlarca belirlenen esaslara uygun karara vardırılması çağrısında bulundu.
necdfetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz