Göz göre göre düşmanlık…
Necdet Buluz
Geçtiğimiz günler içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör konusunda “Kimler teröristin yanında veya kimler teröre destek veriyorsa onlar da teröristtir” açıklamasını yapmıştı. Bu açıklama, aynı zamanda terör örgülerine destek veren dış güçler için de önemli bir mesajdır.
Bu açıklamanın altına imzamızı atıyoruz.
Yıllardır dost ve müttefik olarak gördüğümüz Amerika’nın Suriye’de PKK’nın uzantısı PYD’ ye nasıl destek verdiğini, nasıl silahlandırdığını hepimiz görüyor ve biliyoruz. Türkiye’nin tüm itirazlarına ve ağırlığına rağmen PKK/ PYD güçlerine destek ve silah yardımı sürüyor.
Hem içeriden, ham dışarıdan ülkemiz kuşatma altına alınmak isteniyor. Dışarıda beslenen teröristler de üzerimize gönderiliyor.
Bunun adı, göz göre göre düşmanlıktır.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan da tüm bunları değerlendirerek bıçağın kemiğe dayandığı mesajını vermek istedi. “Kendi göbeğimizi artık kendimiz kesmek durumundayız ve kimseden de izin istemeyeceğiz” dedi.
PKK ve YPG’yi kurumsallaştıran ve müttefik olarak değerlendirip silahlandıran Amerika’nın bu girişimlerine Rusya ve AB üyesi bazı ülkelerden destek gelmesi de anlamlıdır. Kaldı ki, Amerikalı yetkililer bu destekleri ve yapmaya çalıştıklarını artık saklamıyorlar.
Şimdi konu ile ilgili gelişmelere kısaca göz atalım:
ABD Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK-YPG ile birlikte hareket ediyor. ABD son olarak Rakka’yı teslim ettiği terör örgütünü askeri, ekonomik ve siyasi olarak desteklemeye devam ediyor. Barzani’den umduğunu bulamayanların şimdi bütün gücü ile PYD’yi palazlandırmaya çalıştıklarını da görüyoruz.
Örgüte şu ana kadar 4 bin tır dolusu silah gönderen ABD’den yeni bir hamle daha geldi. Suriye’deki ABD kuvvetlerinin en üst düzey komuta merkezindeki isim General Raymond Thomas terör örgütü PKK–YPG’yi demokratik bir kurum ilan etti. Alman ARD kanalında, Suriye’de ABD ile PKK arasındaki işbirliğine ilişkin dikkat çekici bir program yayımlandı.
Terör örgütü PKK’nın ‘ABD’yi emperyalist bir güç’ olarak ifade etmesine rağmen, Suriye’de ABD ordusu ile birlikte çalıştığına dikkat çekilen programda Suriye’deki ABD kuvvetleri Komutanı General Raymond Thomas’a “PKK Marksist bir örgüt değil mi” sorusu soruldu.
ABD’li general bu soruya, “PKK üst düzey yöneticileri ile yaptığımız toplantıda kendilerine yeni bir isim almalarını önerdim. Ben onlara Marksist değil, demokrat diyorum” şeklinde cevap verdi
Amerikalı komutan Thomas Suriye’de PKK-YPG ile müttefik olduklarını da ifade ederken programda, bölgeye göre isimler değişse dahi (YPG, DSG), tamamının PKK olduğu ve gerçeğin ABD tarafından gayet iyi bilindiği belirtildi.
PKK ile ABD arasındaki “silah kardeşliğinin” o denli ileri gittiğine değinilerek, ABD özel kuvvetlerinin PKK’ya ait sembolleri omuzlarına takarak basına poz verdikleri kaydedildi.
ABD Suriye’nin kuzeyinde koridor oluşturmaya çalışan terör örgütü PKK-YPG’ye şu ana kadar yaklaşık 4 bin TIR dolusu silah verdi. Bu destek halen devam ediyor.
Aynı programda bu konu da gündeme getirildi. Programda Suriye’deki Amerikan ordusu sözcüsü Ryan Dillon’a, “Suriye’de hangi silahları Kürtlere verdiniz” sorusu soruldu,
Dillon bu soruya “hemen her şeyi” cevabını verdi. Dillon, PKK’nın “solcu”bir örgüt olmasının önem taşımadığını, çünkü “cephede farkın silikleştiğini” ifade ederken ARD’nin programında “Düşmanımın düşmanı dostumdur” yaklaşımının hem ABD hem de PKK açısından benimsendiği belirtildi.
Şimdi bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuz zaman karşımıza çıkan tabloyu değerlendirelim:
Açıkça teröre destek veriliyor. Türkiye’nin bölünüp parçalanması için tezgâh üzerine tezgâh kuruluyor. Böylesine bir olay karşısında suskun kalmamız da beklenmemelidir.
Her zaman söylediğimiz gibi bizi kuşatanlara, bölüp parçalamak isteyenlere karşı tek yumruk olmak durumundayız. Dost ve müttefik görüntüsü altındakilere de artık inanmayalım. Her şey artık gün gibi ortada dururken, çözümü de kendimiz üretmek durumundayız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Yanıtlamak veya Yönlendirmek için burayı tıklayın