Mevsim geçişlerinde sadece havalarda değil vücudumuzda da değişimler başlıyor. Aniden soğuyan havaların vücudun adaptasyon sağlamasını zorlaştırdığını belirten uzmanlar, sonbahar hastalıklarıyla birlikte bilinçsiz antibiyotik kullanımının da arttığına dikkat çekiyor.
Sonbaharda soğuk algınlığı, nezle, grip, bademcik enfeksiyonu, boğaz iltihabı, sinüzit, bronşit ve zatüre gibi sıklığı artan enfeksiyon hastalıklarına karşı tedavi yöntemi olarak antibiyotik kullanımı da artıyor.
Sonbaharda görülen hastalıkların genellikle virüslerden kaynaklandığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Sadriye Pulak, daha çok burun tıkanıklığı, yaygın kas ağrısı, halsizlik, yorgunluk, gözlerde yaşarma, boğazda yanma hissi gibi belirtilerin görüldüğünü söyleyerek şunları aktardı:
“Böyle virüslerle bulaşan enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi gerekli değildir. Bunun yerine dinlenmeyi, bol sıvı alımını öneriyoruz. Ayrıca ağrı kesiciler ve antihistaminik ilaçlar da kullanılabilir. Bakterilerin etken olduğu tonsilit, farenjit, otitis media, zatüre gibi hastalıklarda ise antibiyotik gerekebilir. Aynı zamanda 2-3 günde gerilemeyen belirtiler görüldüğünde ve yüksek ateş söz konusu olduğunda ciddi komplikasyonlara yol açabilir.”
VÜCUDUN SONBAHARA UYUM SAĞLAMASI 4 HAFTAYI BULUYOR
Pulak, havaların aniden soğuması ile vücudun adaptasyon sağlamakta zorlandığını ve strese girdiğini belirterek, “İnsan vücudunun ısı değişimlerine uyum sağlaması için 2 ila 4 hafta gibi bir süreye ihtiyacı vardır. Ancak ani hava değişimleri nedeniyle vücutta stres oluşuyor ve vücudun savunma sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara yatkınlık meydana getiriyor. Savunma sistemi zayıflayan vücutta da sonbahar hastalıklarına kolayca yakalanma riski artıyor” açıklamasında bulundu.
SOFRANIZ VİTAMİN VE PROTEİN BAKIMINDAN ZENGİN OLSUN
Hastalıklardan doğal yollarla korunmak için tavsiyelerde bulunan İç Hastalıkları Uzmanının önerileri ise şöyle:
“Sık el yıkama, sigara içmeme, hazır gıdalardan uzak durma, yeterli su tüketme, sağlıklı beslenme önemlidir. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, vitamin ve mineral bakımından zengin et, süt, sebze, meyve ve tahıllardan oluşan beslenme tarzı benimsenmelidir. Ayrıca vücuttaki zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olduğu için bol C vitamini içeren turunçgiller, nar, üzüm, elma, ayva gibi meyveleri ve yeşil yapraklı sebzeler vücut direncini arttırmaktadır. Ihlamur, zencefil, kuşburnu, papatya, adaçayı, nane gibi bitki çaylarının bağışıklığı güçlendirici ve tedavi edici etkisinden yararlanılabilir.”