Kuzey Irak’taki referandum
krizi sürerken…
Necdet BUluz
Irak’ın kuzeyindeki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) 25 Eylül’de referanduma hazırlanıyor. Peşmerge lideri son yaptığı açıklamada bir kez daha referandumun bırakın iptal edilmesini ertelenmesinin dahi mümkün olmadığını söyleyerek adeta meydan okudu.
Öte yandan Irak’ın başkenti Bağdat’taki çeşitli siyasi gruplar ise, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) referandum kararının yasal zemini olmadığını belirterek, bu adımın ülkede ‘toprak, sınır ve servet savaşına yol açabileceği uyarısı yapıyor.
Barzani’nin Kuzey Irak’ta referandum yapılması üzerindeki kararlılığı ve geri adım atmayışı nasıl değerlendiriliyor? Ortadoğu uzmanlarının ortak görüşlerini paylaşıyoruz:
“Barzani, bu kadar direniyor ve geri adım atmıyorsa arkasındaki dış güçlere güveniyordur. Peşmergelerin TSK ile savaşma gücü yoktur. Türkiye, eğer referandum kararını bir savaş nedeni ile değerlendiriyorsa, Türkiye’nin bu topraklarda savaşa girmesini ve güç yitirmesini isteyen güçler olabilir. Çok dikkat edilmesi gereken günlerden geçiyoruz.”
Nitekim MHP Genel Başkanı Bahçeli de konu ile ilgili açıklamasında “Barzani’nin referandum konusunda direnmesi bir savaş nedenidir. Bilinmelidir ki muhtemel bu referandum Kürdistan provasıdır. Türkmenler ve Türkiye’nin de aleyhinedir. Vakit kaybına artık tahammül kalmamıştır” diyerek buna Türkiye’nin seyirci kalmaması gerektiğinin altını çizmişti.
Şimdi gelişmelere bir göz atalım:
Meclisteki en büyük grup Şii Ulusal Koalisyonu’ndan Hasan Falih Hazeli, “Bağımsızlık mesajları, Bağdat’tan birtakım siyasi ve maddi kazanımlar elde etmek için şantajdır” dedi.
Irak meclisinde yer alan Irak’ın kuzeyindeki en güçlü ikinci siyasi hareket Kürt Goran (Değişim) Hareketi Milletvekili Mehmet Emin Bekir de “Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Kürt halkının geleceğini tayin etmesiyle ilgili adımlarını iyi niyetli olarak değerlendiremeyiz”diyerek, referanduma karşı olduklarını vurguladı.
Irak’ın kuzeyindeki halk ne diyor?
BBC Türkçe Muhabiri Hediye Levent’in Erbil-Süleymaniye izlenimlerine göre, bölgenin kilit iki kenti Erbil ve Süleymaniye’de gündemi, sokakların da hazırlandığı coşkulu bir süreçten çok, üslubu sertleşen siyasi tartışmalar belirliyor.
“100 yıllık rüyanızı gerçekleştirmeye sayılı gün kaldı. Neden sokaklar bu kadar heyecansız?”sorusuna ise genellikle 2 farklı cevap geliyor: Birincisi, “Zaten fiilen devletiz. Ordulaşma yolunda bir silahlı gücümüz, Türkiye ve İran dahil çeşitli ülkelerle doğrudan ticari ilişkilerimiz var. Geriye sadece bu yapının adını koymak kalmış” şeklinde özetliyorlar.
İkinci cevap ise “Çok fazla iç ve dış siyasi sorun, ekonomik kriz var. Referandumdan bir sonraki gün ne olacağı belirsiz…” Hediye Levent, Erbil ve Süleymaniye’de “Bağımsızlık referandumu yapılmamalı, Irak’ın bir parçası olarak kalınmalı” diyen sadece birkaç kişi ile karşılaştığını savunyor. Tartışmalar “Referandum 25 Eylül’de yapılmalı” ve “Referandum için şartlar uygun değil, ertelenmeli” diyen taraflar arasında sürüyor.
Türkiye’nin tepkisinin ise giderek sertleşmesi dikkat edilecek olursa Barzani’yi ürkütmüyor.
IKBY Başkan Vekili Kosret Resul, referandumun ertelenmesini isteyenlerin ve Bağdat’ın önerilerine açık olduklarını belirterek, “Referandum kararı çıktıktan sonra aynı gün bağımsızlığı ilan edecek değiliz. Bu, bir süreç içinde olmalıdır” şeklinde görüşlerini yansıtıyor.
Barzani’nin ekibi Türkiye ve İran’ın referandum kararından memnun olmayacağını seslendiriyor ancak Türkiye’nin Barzani ile yaptığı 50 yıllık petrol anlaşmasını riske sokmasını da ihtimal dahilinde görmüyorlar.
İran’ın da siyasi ve ticari çıkarlarının savaş ilanı gibi noktalara ulaşmasına engel olacağını düşünüyorlar. Ayrıca Türkiye ve İran’ın askeri yaptırımlara gitmesine bölge şartlarının ve bölgedeki aktörlerin izin vermeyeceğine inanıyorlar.
ABD’nin hesabının bölgede çok farklı olduğunu söyleyebiliriz.
ABD’nin Barzani’nin 25 Eylül’de yapacağı referanduma ilişkin tutumu dikkat çekiyor. ABD net ifadelerle referandumun ertelenmesini istedi, Türkiye ve İran gibi iptal edilmesini değil! ABD’nin burada iki hedefi olduğu dile getiriliyor.
1: ABD uzun vadede bölgeye yerleşmek istiyor, dolayısıya yeni bir bağımsız devletin varlığına sıcak bakmıyor.
2: ABD, binden fazla TIR dolusu silah gönderdiği Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG yapısının Irak’ın kuzeyindeki Peşmerge yapısı gibi güçlü özerk bir konuma gelmesini oluşturmaya çalışıyor. Daha sonra iki bölge birleştirilerek Akdeniz’e koridor açılmış olacak. Washington, bu işlemden sonra referanduma “yeşil ışık” yakabilir de, bizzat kendisi bu alana yerleşebilir.
Konu ile ilgili yazılarımızı sürdüreceğiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz