CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimi sonrası kamudan ihraçlara karşı itirazlar için OHAL Komisyonu’nu adres gösteren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çıkışarak, “Siz Türkiye’de ne olup bittiğini bilmiyor musunuz?” diye sordu.
(AİHM), kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilen bir öğretmenin açtığı davayı reddederek, OHAL Komisyonu’nu adres göstermiş, hükümet bu kararı yerinde bularak, komisyonun temmuz ayında başvuruları kabul edeceğini öne sürmüştü.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, AİHM’in kararının saygınlığına zarar verdiğini belirterek şunları söyledi: “Siz Türkiye’de ne olup bittiği bilmiyor musunuz? Hangi adaletten bahsediyorsunuz. Geciken adalet adalet değildir. Onlara söylüyorum. Şu anda Türkiye’deki yargı resmen iktidarın tetikçiliğini yapıyor. AİHM bu konuma düşmemeli. Bu konuma düşerse o kurumda saygınlığını yitirir. Efendim komisyonda geçtikten sonra bakarız. Hangi komisyon. Darbe dönemlerinde yargı yolu kapatılır. 12 Eylül darbe döneminde ne yaşanıyorsa bugün katmerlisi yaşanıyor. Toplu ihraçlar… Kimin gücü kime yeterse.”
‘Bir şey çıkmayacağı belliydi’
Kılıçdaroğlu, gündemine partisinin şerh koyduğu Meclis Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun raporunu da aldı.
“Darbe yapılacağı biliniyordu, önlemediler” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bir musibet bin nasihattan evladır. Böyle bir musibetle karşılaştık, niye oturup araştırmıyoruz? Getirdiler komisyonun başına FETÖ’yü öven adamı. Zaten bir şey çıkmayacağı baştan belliydi. Eski Genelkurmay Başkanları geliyor, MİT Müsteşarları geliyor, şu andakiler gelmiyor. Gelmek istiyorlar, niye hükümet izin vermiyor. Açığı ortaya çıkacak.”
‘Gariban olan içeride kalıyor’
CHP lideri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve eski başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın tutuklanan damatlarının salıverilmesine de tepki gösterdi: “Öğrenciler, erler aylardır hapiste. Ama annelerin kabahati var, iyi bir damat ya da kayınpeder bulmanız lazımdı. Damatlar serbest bırakılıyor. Parası olan dayısı olan serbest bırakılıyor. Gariban olan içerde kalıyor. Ben merak ediyorum Kadri Gürsel’in evi yok mu? Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın, Ahmet Şık’ın evleri yok mu? Onlar neden serbest bırakılmıyor? Çünkü kayınpederleri, dayıları yok, paraları yok. Bu ortam darbe ortamıdır. Herkes bunu çok iyi bilir. Bu dönemde adalette, yargıda, hukukta çalışmaz.”