Kürt koridorunda Amerikan
hakimiyeti…
Necdet Buluz
Suriye’de bugüne kadar PKK’nın uzantısı PYD’ye destek veren, silahlandıran ve koruması altına alan Amerika, buradaki Kürt koridorunu sağlama almak ve PYD’yi daha da güçlendirmek için hamle üzerine hamle yapıyor. Rusya ile PYD’yi paylaşmak istemeyen Amerika’nın buradaki enerji kaynaklarını korumak ve elde ettiği kazanımları yitirmemek için de Barzani ile de işbirliğini genişletiyor.
Suriye Kürt koridoruna 5 yeni hava üssü kuran ABD, Irak’ın Suriye ve Ürdün sınırındaki Saad Askeri Hava Üssü’nü de genişletmeye başladı. Irak’ta Amerika’nın kurdurduğu başında Peşmergebaşı Barzani’nin bulunduğu kukla Kürt bölgesi, zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip Kerkük’ü kendi topraklarına katarak, bağımsızlık ilanına hazırlanırken, Suriye’nin kuzeyindeki PKK güdümündeki YPG oluşumu da garantilemeye çalışıyor.
Burada kurulması için çalışılan Kürt yönetiminin, inşası ve güvenliğini Amerika’nın yapmaya başladığını görüyoruz. Suriye’nin kuzeyine askerlerini yığan ABD, yeni askeri üsler de kurmayı ihmal etmiyor. Suriye’nin zengin petrol yataklarının bulunduğu Rakka ve Deyrazor’un Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG tarafından ele geçirilmesi planlanıyor.
İşte bu nedenle Amerika için PYD önemli konuma gelmiş durumda. Dost ve müttefikimiz, terör örgütünü hem Türkiye’ye karşı hem de bölgedeki çıkarları için kullanıyor.
Bölgedeki gelişmelerle ilgili haberler ise şöyle:
Yine zengin doğalgaz ve petrol bölgesi olan Musul’un da IŞİD’den, ABD destekli peşmergeler tarafından kurtarılmasının hazırlıkları bütün hızıyla sürdürülüyor. Böylece Irak’tan Akdeniz’e uzanan “NATO’nun Stratejik Koridoru Kürdistan” ın köşe taşları birer birer döşeniyor. Kerkük ile Musul’nun da katılımıyla kurulması düşünülen Kürdistan, Irak ve Suriye’deki petrol ve doğalgaz kaynaklarının neredeyse tamamına hakim olacak. Bundan sonraki adım ise Akdeniz’e açılmak.
Türkiye’de de yayınlanan Barzani yanlısı “BasNews” adlı gazetenin internet sitesinde yayınlanan bir habere göre “ABD, İncirlik’ten daha fazla Rojava üslerini kullanıyor.” BasNews’e konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Türkiye ile YPG’ye yaklaşım konusundaki çelişkilerin büyümesinin ardından ABD’nin, İncirlik Hava Üssü’nden daha fazla Suriye’nin Kuzeyinde YPG denetimindeki bölgelerdeki üsleri kullandığını söyledi. Kaynağa göre; geçtiğimiz günlerde Suriye Demokratik Güçleri(SDG) tarafından ele geçirilen Tabga Askeri Hava Üssü, ABD tarafından Rakka ve Deyrazor operasyonlarında kullanılmak üzere hazırlanıyor.
Konu hakkında BasNews’e konuşan PYD Avrupa Basın Sözcüsü Dara Mistafa’ya göre ise, Ankara-Washington hattında bir süredir bazı konularda anlaşmazlıklar yaşanıyor. ABD’nin, Kuzey Suriye’de asker bulundurmasını ve askeri üs kurmasını olumlu bulduklarını belirten Mistefa, ABD’nin, Suriye’deki hava üslerini İncirlik gibi kullanabilmesi için zamana ve uzun çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Öte yandan ABD’nin, Irak’ın Enbar Vilaleyeti’nin batısında Suriye ve Ürdün sınırındaki Saad Askeri Hava Üssü’nü genişlettiği gelen bilgiler arasında. ABD, Saad Askeri Hava Üssü’nü Suriye’deki operasyonlar için kullanma amaçlı genişletiyor. Geçtiğimiz hafta İsrail istihbaratına yakınlığı ile bilinen Debka Haber Ajansı, ABD’nin İncirlik Hava Üssü’nden çekileceği ve Kuzey Suriye’deki 5 hava üssünü İncirlik yerine kullanacağını iddia etmişti. Rimelan kentinde 1, Ayn el Arab’da 2, Kamışlı’da 1 (eski ziraat uçakları için kullanılan alan) ve Tabka olmak üzere ABD’nin Rojava’da 5 askeri hava üssü bulunuyor.
Şimdi bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
Amerika, bölgede üstünlüğü Rusya’ya bırakmak istemiyor. Bu nedenle de Kürtlerle işbirliğini önemsiyor. Kurulması planlanan Bağımsız Kürt Devleti ile de bölgedeki zengin enerji kaynaklarını hem kullanmak, hem de korumak istiyor. Aslına bakılacak olursa Esad’ın havaalanının füzelerle vurulmasının ardında da bu caydırıcılık ve üstünlük mücadelesini aramak gerekiyor.
Barzani’nin, Amerika’nın tam anlamı ile bir kuklası olduğunu gelişen bu olaylardan daha iyi görmekteyiz. Amerika ve İsrail’in isteklerini uygulamaktan kaçınmayan Barzani’ye güven olmayacağının bir kez daha altını çizelim.
Bundan sonrası Türkiye’yi çok daha zor ve kritik günler bekliyor. PYD’den vaz geçmeyen, Barzani ile işbirliğini hızlandıran, yanı başımızda bir Kürt devletini kurmaya çalışan Amerika’ya karşı nasıl bir tavır sergileyebileceğimiz de içinde bulunduğumuz sıkıntıları artırıyor.
Referandum öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kesinlikle yanı başımızda bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyeceğiz. Terörist unsurlar kim olursa olsun, güvenliğimizi tehdit edenlere barınma şansı tanımayacağız” demişti.
Gelişmeler,şimdi günün bugün olduğunu gösteriyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz