Et fiyatları uçuyor…
Necdet Buluz
Et fiyatlarında hemen her yıl yaşanan artışların bugüne kadar bir türlü önüne geçilemedi. Bu yılda da et fiyatları uçuyor. Konu ile ilgili olarak daha önce yazdığımız her yazıda özellikle altını çizerek vurguladığımız şu olmuştur:
“Et ithali ile et fiyatlarını aşağıya düşürmek mümkün değil. Et fiyatlarını düşürmek için üretimi artırıcı önlemleri almak gerekiyor. Bunun için de üreticiler desteklenmeli, teşvik edilmeli yem ve diğer girdilerdeki fiyatlar aşağıya çekilmelidir.”
Bunu söyleyen yalnız biz değiliz. Konun uzmanları ve tarım sektörünün temsilcileri de sorunun üretimi artırmakla çözüm bulacağını hep söylemişlerdir.
Her zaman olduğu gibi ilgili Bakanlık yine günü kurtarmaya yönelik adımlar atmaya başladı. Ne mi yapılmak isteniliyor, habere göz atalım:
Yükselen et fiyatlarına müdahale için harekete geçen Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tavan fiyat uygulamasını başlattı ancak marketleri kapsamayacak, yalnız kasaplarla sınırlı kalacak uygulamanın yurttaşa ne kadar yansıyacağı merak konusu. Zira konunun uzmanları özellikle kentlerde marketlerin pazar payının yüzde 65-70 civarı olduğu belirtiliyor. Ayrıca kalıcı bir müdahale için uzmanlar, düzenleyici bir kurum gerektiğine dikkat çekerken üretici de yem fiyatları düşürülmeden et fiyatlarının düşürülemeyeceğinin altını çizdi.
Et fiyatları yıllardır artış eğiliminde. Söz konusu artışı dizginlemek için devlet hep ithalat silahını çekti. Çiftçi Sen Başkanı Abdullah Aysu’nun verdiği bilgiye göre ise söz konusu adım yetersiz olduğu gibi, ithal edilen ülke çiftçilerini ihya etmekten başka bir işe yaramıyor. Çünkü tüm atılan adımlara karşın yurttaş eti hep pahalı yiyor. Nedenleri ise özetle şöyle; Et fiyatlarının oluşumunda en büyük etken yem. Ağırlığı yüzde 75 civarında. Üç yıldır et ithalatına, 2010’dan beri de sığır ithalatına izin verildi.
Alınan 1 milyondan fazla baş hayvana, sığır ve et için ödenen milyarlarca dolara karşın et fiyatlarında sınırlı dizginlemeler hariç sürekli artışlar yaşandı. Fiyatları önlemenin yolu, asıl olarak yerli üretimden geçiyor. Ama bu da yeterli değil. Bununla birlikte yemin de doğadan mümkün olduğunca doğal ve ucuza mal edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde dolar arttıkça ithal edilen yem de hayvan da sürekli fiyat artışıyla karşı karşıya geliyor.
Şimdi gelelim yıllara göre nasıl bir artış yaşanıyor, kısaca buna da bir göz atalım:
Et fiyatlarında yedi yıldır sürekli bir artış söz konusu. Örneğin en çok kullanılan kıymanın kilosu 2010’da 16 ile 18 lira arasında satılırken bugün kasaplarda 40-44 liradan satılıyor. Yani ithalata izin verildiğinden beri kıymadaki artış yüzde 175 civarında.
Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yerli sığır fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 26.3 arttı. Et tavuğu fiyatı yüzde 17.8 artarak 13.92 TL ve yumurta tavuğu fiyatı yüzde 17 artarak 15.45 TL olarak gerçekleşti.
Gerçekleri görmek ve bu gerçekler ışığı altında önlemler almak kaçınılmazdır. Dikkat edilecekse Türkiye’de yıllardır doğru dürüst hayvancılık yapılamıyor. Özellikle terör nedeni ile hayvancılığın en gelişmiş yöreleri Doğu ve Güneydoğu da bu işler tamamen durmuş konumda bulunuyor. Yörede hayvancılığa tavan yaptıracak projelerin devreye sokulması gerekmiyor mu?
Sıkıntıların olduğu dönemlerde de et ithaline gidiliyor. Bunun da çözüm olmadığını hem yaşadık, hem gördük. Kaldı ki, et ithali yerli üreticileri daha da perişan ediyor. Besiciliği bırakanların sayısını artırıyor.
Görüşümüz şudur:
Sürekli et ithaline dayanan bir hayvancılık politikaları ile et fiyatlarında bir düzelme söz konusu olamaz. Yapılan açıklamalarda ülkemizde 15 milyon tonu kaba yem olmak üzere 20 milyon ton yem açığı bulunuyor.
Bu durum da şu gerçeği yansıtıyor:
Türkiye’nin coğrafi yapısı büyükbaş hayvancılığa uygun değil. Büyükbaş hayvancılık için yem başta olmak üzere diğer girdilerde üreticin desteklenmesi gerekiyor ki bu da maliyeti artırıyor.
O halde ne yapılmalı?
Coğrafyamız esas olarak bozkır ve küçükbaş hayvan yetiştirmeye çok daha uygun durumda. Ancak hem büyükbaşta ısrar ediliyor hem de üretici yeterince desteklenmiyor. Ülkedeki bitki örtüsü bozkır ve kısa otlar yaygın yani küçük baş hayvan için ideal ise bundan daha fazla istifade edilemez mi? Böyle bir durumda maliyetlerde de düşüşler yaşanmış olacaktır.
Çözüm üretmek, hayvan yetiştiriciliğini teşvik etmek, üretimi artırıcı önlemleri almak gerekiyor. Et ithal etmekle bu işler çözülmüş olsaydı, zaten bugünkü sorunları yaşamazdık. Çözüm üretimi artırmaktan geçiyor.
Bakanlığın ette tavan uygulaması da tutmaz. Bunun sınırlı bir tüketiciyi kapsaması ile sorunun çözüleceğini sanmıyoruz. Kaldı ki, piyasaya sürülen sığır eti, tüketicinin beklentilerinin dışındadır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz