“REFERANDUMUN BUGÜNE DEK İŞLENEN SUÇLARA KILIF OLMASI AMAÇLANIYOR”
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan HALK TV’de Semra Topçu’nun sunduğu Güne Başlarken programında yaklaşan referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sarıhan, OHAL döneminde Anayasa hazırlanmasının ve referanduma gidilmesinin antidemokratik olduğunun altını çizerek “Aslında 2010’dan beri fiili olarak yaşadığımız” Türk Tipi Başkanlık” sistemini bir hukuka bağlamak gayretiyle yapılan bir Anayasa ve referandumla karşı karşıyayız. Çünkü mevcut Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması gerekirken Sayın Erdoğan AK Parti Genel Başkanı gibi siyaset yapıyor. Bu durum Anayasal bir suç. İşte bu suçu ortadan kaldıracak bir kılıf yapılacak referandum” dedi.

Getirilmek istenen “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” ile Parlamento’nun işlevsiz olacağını belirten Sarıhan, “Parlamento bir vitrine, biz de bu vitrinin süslerine dönüştürülmek isteniyoruz. Yasama da, yürütme de, yargı da tek adama bağlanmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

CHP’li vekil, partisinin “Tek Adam Rejimi”ne karşı Cumhuriyet değerlerini savunarak mücadele yürüttüğünü söyleyerek “ Hayır” ise siyaset üstü bir durumu ifade etmektedir. “Hayır” bir halk hareketidir. Halkın demokrasiye sahip çıkması , otoriter rejime itirazıdır” dedi.

“’HAYIR’ DİYENLERE YÖNELİK BASKI VE TEHDİTLER ARTIYOR”

16 Nisan’a yaklaşırken “Hayır” kampanyası yürütenlere yönelik baskı ve tehditlerin de arttığına dikkat çeken Sarıhan, “evet kampanyasının ise devletin tüm imkanların kullanılmasıyla organize ve finanse edildiğini söyledi. Sarıhan şöyle konuştu:

“Anayasa değişikliğinin Parlamento’ya geldiği ilk günden bugüne dek “hayır” diyenlere yönelik baskılar artarak devam etti. Anayasa’nın Parlamento’da görüşüleceği ilk gün olağanüstü güvenlik önlemleri alınarak Meclis’in etrafı polislerce kuşatıldı. Amaç, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin protestolarına engel olmaktı. O gün kendini gösteren baskılar, onlarca gözaltı ve yasaklamayla devam etti, hayır kampanyası yürüttüğümüz alanlarda bilfiil karşımıza çıktı. Son olarak çalışma yapmak üzere gittiğimiz Kırşehir Üniversitesi’nde hukuk öğrencilerinin düzenlediğimiz anayasa paneline girişleri engellendi. Osmanlı ve Ülkü Ocaklarından bir grubun baskı, tehdit ve saldırgan tutumu sonucunda salonda sadece dört kız öğrenci vardı” dedi.

“AK PARTİ ‘MİLLİ İRADE’Yİ TANIMAK ZORUNDA KALACAK”

Sarıhan tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen AK Parti’nin dilinden düşürmediği fakat bugüne dek tanımadığı “milli irade”yi 16 Nisan’dan sonra tanımak ve kabullenmek zorunda kalacağını sözlerine ekledi. Sarıhan, “halk arasında tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bir seferberlik ruhu oluştu, bu ruh Cumhuriyet’e ve demokrasiye sahip çıkacak” dedi.