Oyun içinde oyun…
Necdet Buluz
Bugünlerde en önemli konu Suriye’deki PYD güçlerine karşı nasıl bir pozisyon alınacağıdır. Türkiye, Rakka operasyonu öncesi Amerika’ya “Bizim için PYD bir terör örgütüdür ve Türkiye için tehdittir. Rakka operasyonu birlikte yapalım daha sonra da Münbiç’teki PYG güçlerini söküp atalım” diyor.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise canlı yayında yaptığı bir açıklamada Rakka operasyonunu değerlendirdi. Işık konuşmasında “ABD PYD’nin çekilmesini sağlamazsa operasyon masada” açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamalarda “Amerika Türkiye gibi bölgedeki güçlü bir müttefikini mi, yoksa bir avuç terörist grubunu mu tercih edecek?” soruları yöneltiliyor.
Bu sorulara da şu ana kadar olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadık. Dikkat edilecek olursa sürekli oyalanıyoruz. Kaldı ki Amerika yıllardır PYD’yi silahlandırarak bizim çıkarlarımızı ve isteklerimizi hep görmezden gelmeye çalıştı.
Görünen şu:
Türkiye, PYD ve onun silahlı gücünün bölgeden sökülüp atılmasında kararlı ve ısrarcı hareket ediyor. Bunun için de müttefikimiz Amerika’dan konu ile ilgili gelecek haberleri bekliyor.
Peki, Amerika PYD’den vaz geçer mi?
Şu ana kadar bu soruya yanıt bulunamadı. Ancak, yapılanlar ve oyun içinde oynanan oyunlar Amerika’nın PYD’den şu an için vaz geçmeyeceğini gösteriyor.
Bilindiği gibi Obama ve yönetimi PYD ve onun silahlı gücü YPG’yi korudu, silah yönünden destekledi. Yeni Başkan Trump ve kadrosunun da şu ana kadar PYD’den geri adım atmadığını görüyoruz. Üstelik yeni zırhlı araçlarla bu kadrolar daha da güçlendirildi.
ABD Savunma Bakanlığı geçtiğimiz ay YPG’ye zırhlı araç verildiğini doğrulamıştı. Pentagon sözcülerinden Binbaşı Adrian Rankine Galloway, “Mevcut yetkiler çerçevesinde üstü zırhlı araçlar verdik. Bu araçlar, onları Rakka’ya ilerlerken EYP’lere karşı koruyacak” açıklamasını yapmıştı.
Bu açıklama şu gerçeği de gösteriyor:
Amerika, Rakka’ya yapılacak operasyonda PYD ve onun silahlı gücü YPG’yi kullanmaya hazırlanıyor.
Hatta TSK’nın envanterinde olmayan çok gelişmiş bazı silahların bile bu terör örgütünün elinde olduğu biliniyor.
PYD konusunda sorun sadece Amerika ile de sınırlı değil.
Rusya da son günlerde PYD kartını öne sürmeye başladı. Batı’nın bu gruplara ilgisinin de Amerika ile paralellik taşıdığını da görmekteyiz.
Bu satırlar yazılırken de Vatan Gazetesi’nde konu ile ilgili çok çarpıcı bir haber yayınlandı. Buna kısaca göz atalım:
“ABD yönetimi tarafından PKK’nın Suriye kolu YPG’ye verilen zırhlı personel taşıyıcıların uluslararası hukuk kurallarına aykırı olarak izinsiz gönderildiği ortaya çıktı. Araçları üreten Kanada firması IAG’nin Türkiye Genel Müdürü Alper Alpay, yaptığı açıklamada, firmanın ABD’nin kendi ordusu için temin ettiği araçları Suriye’ye gönderdiklerini Pentagon’un açıklamasıyla öğrendiğini söyledi: IAG olarak sadece BM ve NATO tarafından onaylanmış ülkelerle çalışıyoruz. Herhangi bir terörist organizasyona araç satılması mümkün değil. Bunun denetimi, formatını BM’nin belirlediği son kullanıcı belgesiyle sağlanıyor. Satın alan ülke bu belgede araçları nerede kullanacağını beyan ediyor. Pentagon’un yaptığı açıklamada kendileri için aldıkları zırhlı araçları Suriye Koalisyonu’nun kullanımı için verdiklerini biz de basından öğrendik. Zırhlı personel taşıyıcı olarak tanımlanan araçların ihracatında takip edilmesi gereken izin prosedürünün ilk adımı ‘son kullanıcı belgesi’. Satın alacak ülke araçların son kullanıcısı olduğunu, formatı BM tarafından oluşturulan bu belgeyle garanti ediyor. Son kullanıcı belgesi ithalatın yapılacağı ülkenin içişleri bakanlığı ile ihracatın yapılacağı ülkenin dışişleri ve savunma bakanlıklarının onayından geçtikten sonra ihraç edilebiliyor. Satılan araçlar yükleneceği yere kadar askeri eskort eşliğinde götürülüyor. ”
İşte “oyun içinde oyun” diyoruz ya, konunun giderek nasıl sulandırıldığını, Amerika’nın ne yapmaya çalıştığını bu şekilde biraz daha iyi anlıyoruz.
Oylama ve zaman kazanma taktiği sürdürülüyor.
Bölgede herkesin kendisine göre bir hesabı var. Çok dikkat etmek, adımlarımızı da buna göre atmak durumundayız.
Bu gelişmeler şunu bir kez daha gösterdi:
Hiçbir ülkeye güven olmuyor. Dostluk ve müttefiklik çıkar ilişkilerinde ortadan kayboluyor. Kendi çıkarlarımızı korumak, güvenliğimizi sağlamak ve kendi göbeğimizi kendimiz kesmek durumundayız.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz