ULUSLARARASI MÜCADELENİN ADI CERATTEPE
Artvin Halkının yaklaşık çeyrek asırdır yaşam alanlarını savunma anlayışıyla
karşı çıkarılmaması için mücadele ettiği Cerattepe Maden Projesi sadece Artvin
ve Türkiye’de değil yurt dışında da konuşulmaya devam ediyor.
Hayati Akbaş
ARTVİN-Almanya'nın Baden-Württemberg Eyaleti Alp Dağları eteklerinde yer alan ve
çok sayıda Artvinlinin yaşadığı Aalen kentinde “Cerrattepe” konulu panel düzenlendi.
Almanya’nın Aalen Kentinde 18 Aralık’ta düzenlenen panelde konuşmacı
olarak CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Yeşil Artvin Derneği Avukatlarından
Bedrettin Kalın, İletişim Uzmanı Özgür Kalın, Avrupa Artvin Eğitim ve Kültür
Derneği’nden Nuri Altun, Almanya'da yaşamını sürdüren Artvinli Nejat Pekal hazır
bulundu.
Güzel ve bilgilendirici sinevizyon gösterisinden sonra Avukat Bedrettin Kalın
kürsüye geçerek bir konuşma yaptı. Bedrettin Kalın Konuşmasında öncelikle
Cerrattepe mücadelesinin 1984 yılı ortalarından itibaren başladığını belirterek 1989-
1990 yıllarına gelindiğinde Kanadalı bir şirketin projeyi devraldığını söyledi.
Kalın, konuşmasında Cerrattepe Maden mücadelesinde bugün ki duruma nasıl
gelindiği, neler yaşandığı Artvin halkının neden direndiği ve direnme sebeplerini
ortaya koydu.
Kalın 1995 yılında kurulan Yeşil Artvin Derneği'nin örnek bir sivil direniş
olduğunu ve 23 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirtti. ÇET raporuna da değinen
Avukat Bedrettin Kalın, raporda maden sonrası Artvin’de yaşam olmayacağını,
Artvin’in kent olmaktan yaşam alanı olmaktan çıkacağı açık ve net bir şekilde rapor
edilmesine rağmen, ikinci bir ÇET raporunun hızlı bir şekilde hazırlatılarak bakanlığa
sunulduğunu, yani gerçek ÇET raporuna uyulmadığını ve sonuçta buralara kadar
gelindiğini belirtti.
Avukat Kalın’ın Türkiye’deki Maden kanunu gereği çıkartılan her hangi bir
madenin ülkeye getirisinin sadece yüzde 2 olduğunu sonuçta maden çıksa bile
bunun devlete hiçbir yararının olmayacağını, paraya döküldüğü zaman ise devlete
getirisinin sadece 42 milyon lira olduğu açıklamasından salondan Artvinli vatandaşlar
'o parayı biz verelim devlete Artvin’e dokunmasın' diye seslendiler.
Bunun üzerine Avukat Kalın Artvin'in içinde de bu meblağı ödeyecek koca
yürekli işadamlarımız mevcut ancak bunu da kabul etmezler ve işte Artvin halkının
direnmekten başka bir çaresi kalmadı' dedi.
Kalın “ Cerrattepe 1750 metre yükseklikte. Artvin halkının gece gündüz Cerrattepe'de
bir metreyi aşan karın altında nöbet tutarak mücadele verdi. Ancak 7 ilden jandarma
ve polisi Artvin’e yığarak bu halkın direncini kırmaya çalıştıklar. Artvin’e Türkiye'nin
her yerinden çevreye duyarlı Sivil Toplum Kuruluşları destek vererek adeta bir Direniş
Destanı yazdılar ve hala bitmiş değildir. Bizler Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe
Karahan, Milletvekilimiz Uğur Bayraktutan Başbakanın yanlış bilgilendirildiğini
düşünerek zamanın başbakanı Davutoğlu'na da bu konuyu aktardık bilgilendirdik
sonucu hepiniz bilmektesiniz. Son olarak 3 bilim adamı Cerrattepe'de maden çıkarsa
yaşam olmaz, yaşam olacaksa maden çıkartılmamalı diye rapor vermelerine rağmen,
son 19 Eylül 2016 da Rize'de yapılan duruşmaya Artvin halkının ayakkabılarına
kadar aradılar, ilerlemelerine izin vermediler Rize Gündoğdu'da yollarını keserek
duruşmaya gelmelerini engellediler. Artvin halkı mülayimdir, kavga ve gürültüyü
sevmez ülkesine ve devletine karşı koymaz buna rağmen halkımızın ilerlemesini izin
vermediler sonuçta karar önceden belliydi. Son Karar Danıştay’da görülecek.
Yargıdan ümidimizi tam kesmiş değiliz ama Yargıtay Başkanı halkın yargıya güveni
yüzde yirmiye düştüğünü, cenazeye dönmüş bir hukuk sisteminden bahsediyorsa
artık bizler ne diyelim. Sizlere şunu söyleyebilirim Yeşil Artvin Derneği örnek bir sivil
toplum hareketidir. Çevre mücadelesi aynı zamanda bütün halkı bir arada yaşatmak
toplamaktır. İşte bu hareketin içinde sağıda, solu da, siyasetçisi de, esnafı da yani
hiçbir zaman bir arada olamaz dediğimiz her kesimden insanlar bir arada yer aldı.
Daha bir iki döneme kadar AKP'lilerde aramızdaydı, dedikten sonra salona
seslenerek çoğalmalıyız, birlikte hareket etmeliyiz bu topraklar bizim yaşam alanımız,
20 yıldır sürdürdüğümüz bu dayanışmaya destek olmalıyız, olağanüstü koşullar
altından ancak iyi bir hukuk kalkar, eğer hukuk yoksa kütük kalır” dedi.
Maden konusunda amatör bir çalışma yaptığını oysa altın aramakta bir uzman
olduğunu açıklayan ve aslen Artvin Merkez Köyü Hod'dan geldiğini ve Almanya da
yaşadığını belirten Nejat Pekal’da fotoğraflarla Artvin’de yaptığı çalışmalar hakkında
bir tanıtma yaparak yurtdışında yaşayan Artvinlileri bilgilendirdi.
Pekal Almanya'dan Artvin’e kadar geçtiği tüm güzergâh üzerinde su kalite
kontrolü yaptığını normal olarak 100' e kadar suyun kirlilik oranının normal olduğunu
söyledi. Kafkasör'de dolaşırken ve suları kontrol ederken bir yaşlı amcanın kendisine
ne yaptığını sorunca amatörce suyu kontrol ettiğini, herhangi bir devlet ile işinin
olmadığını söylediğini kaydeden Pekal Artvinli amcanın kendisine gel şurada bir
suyumuz var bunu da bir kontrol et diyerek kendisini Cerrattepe'nin hemen altında ve
herkesin kovalarını bidonlarını doldurduğu çeşmeye götürdüğünü ve orada bir ölçüm
yaptığını ve suyun yüzde 0,4 oranında yani en yüksek kalitede bir su olduğunu
söyleyince, yaşlı amcanın şimdi anladın mı bu adamlar biliyor suyun iyisini onun için
geliyorlar' dediğini anlattı.
bir anısına daha yer veren Pekal yabancı uyruklu kişinin şahsi arabası olan
cip ile dolaştığını ve bir baktığında arabanın içinin envayi çeşit çiçek, bitki ve hayvan
türleriyle dolu olduğunu şikayet etmelerine rağmen kişinin serbest kaldığını, bir ay
sonra aynı kişiyi Yusufeli'nde gördüğünü ve tekrar şikayet etmesine rağmen yine
fazla bir şey yapılmadığını üçüncü gelişinde ise hudutta başka nedenlerden dolayı
tutuklandığını öğrendiğini belirttikten sonra, “Artvin'in doğası, suyu, bitki türünü
Avrupa ve Dünya almak istiyor ve elimizdeki değerlerimizi yok etmek istiyorlar işte
bunun için direnmemiz gerekiyor” dedi.
Cerattepe ve altın madeni konusuna da değinen Pekal “Eskiden Artvin
Rusya'nın iken zaten altın çıkarılırmış ama doğal şartlar ve uygulamalar ile ve altın
elde edildikten sonra geri kalan tekrar doğaya bırakılırmış. Oysa şimdi doğal şartlar
ile değil kimyasal maddeler kullanılarak altın bakır kazanılmakta. İşte 1 Kamyon
topraktan eğer asit ile altın kazanmak istiyorsanız 5 bin lira harcamanız gerekiyor
eğer siyanür ile arıtmak istiyorsanız 25 lira bunun masrafı.
Geri kalan toprağı da artık kullanamazsınız yani bir akide şekeri
büyüklüğündeki siyanür ile bir kamyon topraktan altın elde edebilirsiniz ve maliyeti
siyanürle sadece 25 liradır. Ancak artık toprakta kalan siyanürün 1 gramı bir insanın
ölümü için sadece 20 saniyedir. Ayrıca bütün dünyada mühendisler diyor ki baraj
yapılan yerde maden aranmaz, maden aranan yerlerde de baraj yapılmaz oysaki
Artvin ve çevresin de 325 ayrı yere maden arama ruhsatı verilmiştir bunun bilincinde
olun istiyorum' diyerek Artvin’e ve Cerrattepe'ye sahip çıkılmasının önemine değindi.
Nejat Pekal bir örnekte Amerika’nın Manhattan kentini verdi, Manhattan deniz
üzeri bataklığa yapılmıştır yerin 400 metre altındaki kayalıkları çelik direkler dikerek
gökdelenlerin temeli atılmıştır. Artvin halkı neyin üzerinde oturduğunu iyi bilmelidir.
Artvin'de biz suyun üzerinde oturuyoruz eğer dikkat etmezsek oturduğumuz yer
Borçka Karagöl olur ve yok oluruz' dedi.
Panel ‘de söz alan Artvin CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan “Rize
Mahkemesinde Cerrattepe davasına bakan 3 Hâkim’den ikisi sürgün edildi biri de
Fetö kapsamında tutuklandı. Tutuklanan Hakim bana mektup yazdı ve FETÖ
nedeniyle değil de Cerrattepe'de verdiği karar yüzünden tutuklandığını ve üzerinde
baskı yapıldığı söyledi” dedi.
Bayraktutan “Bakan Faruk Çelik yıllar önce Cerratepe'de maden aramanın bir
cinayet olduğunu söylemişti. Şimdi ise bu konuya gülüp geçiyor. İhale kuralları gereği
Türkiye de hiçbir firmanın maden çıkaramayacağını söylemiştim. Çünkü şartları
yerine getirecek hiçbir firmanın olmadığını belirtip bunu da mecliste ilgili bakanlara
sordum. Fakat sonraları bana bir takım teklifler gelindi; ama sonuçta beni satın
alamadılar. Siyasetçi dürüst olmalı, para ile satın alınmamalı. Türkiye'de siyaset
kanadından güç almadan hiç kimse yolsuzluk yapamaz eğer yolsuzluk varsa demek
ki siyaset kanadından güç alıyordur.”diye konuştu.
Bayraktutan bu konuda mecliste verdiği önergeler, elinde bulunan belgeler ve
zamanında söylenen sözler ve yazılarla ilgili bir dizi belgeyi Avrupa Artvin Eğitim ve
Kültür Derneği başkanına vererek çoğaltılıp Artvinlilere dağıtılmasını isteyerek,
panele katılan Artvinli hemşerilerine teşekkür etti.
Panelde son kez konuşma alan Özgür Kalın ise programı eski bir tapınak
yazıtı ile bitirdi: Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin
vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki; o yolda mağlup
olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
ARTVİNLİ GENÇLER CERATTEPE İÇİN BİR ARAYA GELDİ
Artvinli Gençler, “Bilinmelidir ki OHAL kararı, Cerattepe’nin kalbine saplanmak
istenen hançer karşısında bizleri durduramayacaktır” dediler.
Hayati Akbaş
ARTVİN-Artvinli bir grup genç Cerattepe faaliyetlerini sürdürmek isteyen maden
firması için bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Cerattepe ile ilgili yaşanan
son gelişmelerle ve maden şirket çalışanlarının tünel ağzında yayınlanan fotoğrafıyla
alakalı olarak Artvinli Gençler imzasıyla bir bildiri kaleme alındı.
Gençler yaptığı orak bildiride şu ifadelere değinildi; “Bilindiği gibi yaklaşık 25
yılı aşkındır Artvin’in ve tüm doğa dostlarının verdiği mücadelede artık yeni bir
döneme girmiş bulunmaktayız. Mücadele tarihi boyunca demokratik eylem ve
etkinliklerle bugüne gelmiş ve hukuksal mücadelede her zaman zafer elde etmiş olan
Artvinlilere, tarihin en hukuksuz ve adaletsiz dönemi yaşatılmaktadır.
OHAL Kararını Tanımayacağız
Mahkeme kararlarını siyasal hamlelerle, bakanlar kurulu kararlarıyla aşan
şirket, kendisine karşı oluşacak tepkileri önlemek adına Artvin Valiliği’ni de kendine
bağlamıştır. Ülke genelinde ilan edilen OHAL ile yetinmeyen madenci şirket, Artvin
Valiliği’ne ikinci bir OHAL kararı aldırtmıştır. Artvin halkının valisi olması gereken,
Artvinlinin çıkarlarını korumak zorunda olan vali, Cengiz Holding’in çıkarlarını
korumaktadır. Artvin’de olağanüstü bir olay olmamasına rağmen OHAL kararı alan
Valiliğin kararı yeniden uzatması durumunda, bu kararı tanımayacağımızın
bilinmesini istiyoruz. Bu sürecin uzatılması Artvin halkına ihanettir. Çünkü uzatılacak
OHAL ile maden şirketinin Cerattepe’deki faaliyetlerinin daha rahat yapılabilmesinin
amaçlandığının farkındayız. Bilinmelidir ki OHAL kararı, Cerattepe’nin kalbine
saplanmak istenen hançer karşısında bizleri durduramayacaktır. Talebimiz; Artvin’de
OHAL’in OHAL’i olan Valiliğinin yasaklarının bir an önce sonlandırılmasıdır.
Artvin Kararını Verdi: Madene Hayır!
Yeşilin hakim olduğu, yamaçlarında horona durduğumuz, sevdiklerimize türkü
yaktığımız, canımız sıkıldığında, dertlendiğimizde, biraz nefes almak istediğimizde
gölgesine sığındığımız ağaçlarımız, sığınağımız yaylalarımız.
Başka Bir Yerde Mutlu Olamayız
Üzerinde barındırdığı güzellikler olmazsa Artvin’in yaşanılır bir tarafı
kalmayacağını biliyoruz. Cerattepe giderse hayatımızın hatta pek çok canlının
hayatının da biteceğinin farkındayız. Bu yağmacı zihniyetin hiçbir yerde insanları
rahat bırakmayacağını görüyoruz bu nedenle göç seçeneğinin de faydası
olmayacağını da biliyoruz. Başka bir yerde mutlu olamayız biz. Cerattepe biterse
buralarda hayat biter. Yaşamla ölüm arasında bir tercihtir Cerattepe. Yaşam için
direnmeyi seçiyoruz biz. Yaşam için duyarlılığımız, bu dik yamaçlarda doğduğumuz
andan beri verdiğimiz mücadeleden geliyor. Ne iş bahaneniz ne ülke ekonomisine
katkısı ne de yer altı zenginliklerinin yer üstüne çıkarılması gibi süslü söylemlerin
hiçbirine kanmıyoruz. Son sözümüz: Madene Hayır!
Madencilere ve Destekçilerine Uyarımızdır!
“İşe ihtiyacım var, başka ne yapabilirim, mecburum” şeklindeki madende
çalışmayı meşru kılacak hiçbir söylemi kabul etmiyoruz. İşsizlikten memleketinden
göçenler, zor şartlarda çalışan Artvinliler her koşulda nasıl kentine sahip çıkıyorsa
bugün madende çalışanlar da aynı zorlukta başka işlerde çalışacak ama Artvin’i yok
edecek bu işte çalışmayacaklardır. Cerettepe’deki maden Artvin’deki işsizliği
bitirecek, ülke kalkınmasına katkı sunacak bir proje değildir. Bunun en iyi örneği
Afrika ülkeleridir. Afrika halkları madenlerde köle gibi çalıştırılmakta, emekleri
sömürülmekte ancak hala açlık sınırında yaşamaktadırlar. Ülke kalkınmasına katkı
sunacak veya işsizliği azaltacak olsa bile tarihimizi, kültürümüzü yok edecek, gelecek
nesillerin yaşam alanlarını, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını gasp edecek, geri
dönüşü olmayacak bu projeyi tanımıyoruz. Bu projede çalışanlar, komşusuna,
gurbette yaşayan Artvinlilere, çocuklarına ettikleri geri dönüşü olmayacak bu ihanetin
hesabını tarih önünde er ya da geç vereceklerdir. Her Artvinlinin eli bu madende
çalışanların yakasında olacaktır.
Bugün bu madende çalışanlar, binlerce Artvinlinin hakkını gasp etmektedir.
Hakkımızı ne pahasına olursa olsun koruyacak, memleketimize, yarınlarımıza sahip
çıkacağız! Önerimiz ve uyarımız; madende çalışanların biran önce bu yanlıştan
vazgeçmesidir!
Ağabeylerimize, Ablalarımıza Ve Arkadaşlarımıza Çağrımızdır!
Ülkemiz zor günlerden geçiyor. İşte bu zor günleri fırsata çeviren hainler var.
OHAL’i fırsat bilen hainler gizlice, adeta bir hırsız gibi Cerattepe’ye jandarma
eşliğinde araç sevkiyatı yapmışlardır. İstanbul’da onlarca canın acısı dinmeden, biz
yas tutarken madenciler acımızı fırsat bilerek Cerattepe’de çalışma başlatıyorlar.
Bugün en büyük yurt savunması Artvin’i korumaktır. Artvinlinin başka bir
seçeneği yoktur. Mücadelemizi büyütmeli ve kentimizi korumalıyız. Taşın altına
elimizi koymalı, bugünden yarını kurmalıyız. Başka Artvin yok. Biz Artvin’i
korumazsak başka biri Artvin’i korumak adına adım atmayacaktır. Bilmeliyiz ki, hukuk
da adalet de bizden yana, meşru ve güçlüyüz. Ülkenin dört bir yanından bu kenti
savunmak isteyecek milyonlar var. Biz adım atarsak milyonlar bizimle yürüyecektir.
Gençlik Gelecektir, Gelecek Yeşil Bir Artvin’dir!
Kuşkusuz gençlik Cerattepe için her eylemde ön saflarda yerini almış, Yeşil
Artvin Derneği’nin her çağrısında alanları doldurmuş, 16 Şubat’ta o kutlu direniş
günlerinde hiçbir zaman kentini savunmaktan geri durmamıştır.
Artvin gençliği her zaman demokrasiden, hukuktan ve adaletten yana
olmuştur. Ancak hukukun ayaklar altına alındığı, insanların parayla satın alındığı bu
dönemde gençlik artık daha örgütlü ve güçlü bir şekilde mücadelede bir adım öne
atılmaktadır. Gençlik uzun sürecek olan Cerattepe mücadelesini daha örgütlü ve
disiplinli sürdürmek amacıyla bu birlikteliğe imza atmıştır.
Artvin gerek doğal güzellikleri gerekse sosyal yapısıyla ülkemizin
zenginliklerindendir. Bu zenginlik, ahlaksız bir şirketin eline teslim edilmek isteniyor.
Kentimizi rantçıya, yağmacıya teslim etmeyeceğiz. Kentini yok edecek bu projede
menfaati bulunan, ailesinden başka kimseyi düşünmeyen, üç kuruşluk maaş karşılığı
madende çalışacak olanlara Artvin’i asla yok ettirmeyeceğiz!
Bizler Balcıoğlu’nun, İskebe’nin, Haypet’in sokaklarında büyümüş gençleriz.
Korzul’un rampasında terleyerek, Naşop’un suyundan içerek, Kolorta’nın rüzgârında
serinleyerek bugünlere geldik. Bizler Artvin’in liselileri, asgari ücretlileri,
üniversitelileri, mahallelileri, işsizleri, ataması yapılmayan öğretmenleri birlikte
Cerattepe’yi daha güçlü savunmak adına bir adım öne çıktık. Artık daha cüretkâr ve
daha örgütlüyüz. Hukukun ve demokrasi dersinin en güzel hikâyesini Artvinliler
yazmıştır. Artık deneyimlerimizi toplumsal mücadeleye dökme zamanı gelmiştir.
Barajların, HES’lerin yok ettiği topraklarımızın ve kültürümüzün bir yıkımla daha
karşılaşmaması için kararlıyız. Bugünden ötesi yok! Mücadeleyi büyütüyoruz.
Ya Artvin’in zenginliklerini koruyacağız ya da ahlaksız Cengiz’e ve onun
Cerattepe’deki paralı uşaklarına zenginliklerimizi teslim edeceğiz. Ya korkup
köşemize çekileceğiz ve her gün daha çok kirleneceğiz ya da mücadele edecek,
başımız dik alnımız ak güzel yarınlara yürüyeceğiz. Cesaretimiz, gücümüz ve
öfkemiz var. Biz halkız, haklıyız, kazanacağız!”