Oyun içinde oyun…
Necdet Buluz
“Fırat Kalkanı Harekatı” bütün hızı ile sürüyor. Bu harekatın ana hedefi sınırlarımızı terör örgütlerinden korumak,temizlemek ve Amerika-PKK koridorunu bozmaktır. TSK’nın IŞİD karşısında gösterdiği başarının müttefikimiz ve dostumuz Amerika’nın uykularını kaçırdığını gözlemliyoruz.
Geçenlerde Aydınlık Gazetesi’nde CIA’nın eski Türkiye görevlilerinden Philip Giraldi’nin bir açıklaması yayınlandı. Giraldi açıklamasında Türliye’nin El Bab hamlesinin Amerika’yı şaşırttığını, böylesine büyük bir operasyonunun beklenmediğini söylüyordu. Buna gerekçe olarak da şunları açıkladı:
“Amerika yönetiminin düşüncesine göre Türkiye darbe girişiminden sonra devlet görevlillerinin tasfiye edilmesinden sonra büyük operasyona girişemeyecek kadar zayıflamıştı. Türkiye’nin yüksek seviyedeki bu müdahalesi beklenmiyordu. ABD, aynı zamanda Türkiye-Rusya-İran alnaşmasından da son derece mutsuzdur. ABD, büyük oranda dışlandı,ancak Esad’ı devirmek olan savaş hedefine devam edecek.”
Amerika, yıllardan bu yana PKK’nın Suriye uzantısı PYD ve onun silahlı kolu YPG’yi destekliyor,silahlandırıyor. Kara ordusu gibi de kullanıyor.
Şu görüşü paylaşanlar da az değil:
“Ne PKK,ne PYD,ne IŞİD, ne de Esad. Türkiye,Irak-Suriye bölgesinde Amerika ile örtülü bir savaş içerisinde. Sahnede ve ön planda görünen oyuncular farklı olsa da bölgede Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden tüm eylemlerin arkasında Amerika’nın gölgesinin ve izinin olduğu görülüyor. “
Müttefikimizin hedefinde olan “Kürt koridoru” rafa mı kalkacak? Sanmıyoruz. Amerika, bu konuda bütün imkanlarını sonuna kadar kullanacaktır. O nedenle Suriye’de bundan sonra olacaklar bizi daha çok ilgilendirmelidir.
Şimdi dikkat:
Askeri yetkililer,istihbarat birimlerinin gözlemlerine dayanarak dinci grup IŞİD’ın 700 canlı bombasının El Bab’a gönderildiğini açıkladılar.
Bir başka ayrıntı da şu:
Rakka’da IŞİD’a karşı harekat başlatmayıplanlayan Amerika ve müttefikleri,şimdi bu harekatı durdurdu. Hedef, IŞİD’a nefes aldırmak ve buradaki güçlerini El Bab’a takviye olarak gönderilmesini sağlamak. Rakka’dan 700 canlı bombanın El Bab’a gönderilmesinin arkasındaki gerçek de buradan kaynaklanıyor.
Oyun içinde oyun.
Şimdi büyük müttefikimiz Amerika’ya ve destek veren AB ülkelerine nasıl inanacağız, nasıl güveneceğiz?
Biz, daha önceki yazılarımızda IŞİD’ın bir Amerikan projesi olduğunu, “IŞİD ile mücadele” adı altında Suriye ve bölgede yeni haritaların çizilmeye çalışıldığına değinmiştik. Zaman içinde bu öngörülerimiz ve IŞİD konusunda söylenenler gerçekleşmeye başladı. Bugün IŞİD’ın nasıl bir Amerikan projesi olduğu çok daha net görülmeye başlandı.
Şimdi gelinen noktada Türkiye’nin sınır güvenliği ve terörist gruplarla mücadelesinde ne kadar başarılı olup olmayacağı tartışılıyor. “Suriye batağına saplanmayalım” endişeleri de genişliyor.
Peki çözüm nasıl olmalı?
Bazı Ortadoğu uzmanları ve emekli askerler, bundan sonra operasyonların Türkiye-Rusya-Suriye üçlüsü ile yapılmasının daha doğru ve sonuç alıcı olacağını söylüyorlar. Bunun için de Türkiye’nin Şam yönetimi ile doğrudan iletişim içinde olması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Şu anda Rusya, Şam yönetimi ve Türkiye arasında belli bir işbirliği var. Ama yetersiz. Bu işbirliğinin ortak operasyona dönüşmesi gerekiyor.
ABD-İsrail Koridoru kesilmezse Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tehlikeye gireceği söyleniyor. Türkiye bu koridoru kesmezse, ABD’nin 1985 yılından beri gündeme getirdiği, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin bölünmesini öngören, “Büyük Kürdistan” planı (Üç İsrail) önemli mesafe alacaktı. “Koridor kesilmezse ilerde binlerce şehit veririz. Çocuklarımızın, torunlarımızın can güvenliği için bunun şart” ifadeleri kullanılıyor. Bunun için de daha fazla zaman geçirilmeden Şam yönetimi ile temasa geçilip, koridorun birlikte kesilmesinin doğru yol olacağı vurgulanıyor.
Konu ile son bir gelişme:
Rusya’nın arabuluculuğu sayesinde Şam yönetimi ile işbirliğinin hızlandırılmasına yönelik bazı görüşmelerin başlamış olması gelecek için umut vericidir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, terörist grupların temizlenmesi, ABD-İsrail koridorunun kesilmesi bu sayede kolay olacak ve Türkiye de rahatlayacaktır.
Rusya’nın da hem Suriye’de,ham bölgede Amerika ile bir çekişme içinde olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Burada unutulmaması gereken şu olmalıdır:
Daha önce yanlış Suriye politikları ile çok sıkıntılar yaşadık halen de yaşıyoruz. Şimdi doğru adımlar atılıyor. Geçmişle fazla hesaplaşmadan önümüze bakmamız gerekiyor.
Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve sınır güvenliğimiz için Şam yönetimi ile görüşmeler yapılacaksa yapılmalıdır. Suriye ile yeniden barış sağlanıp,dostluklar kurulacaksa kurulmalıdır. Önemli olan bölgedeki konumumuz, bütünlüğümüz ve planlarımızın gerçeğe dönüşmesidir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz