HABERTÜRK TELEVİZYONU’NDA “ÖZEL RÖPORTAJ” PROGRAMINA KATILAN BAŞKAN GÖKÇEK:
“GÖKÇEK AİLESİ OLARAK FETÖ’YA KARŞI YAPILAN MÜCADELEDE HERHALDE TÜRKİYE’DE İLK 5 SAYILSA BİRİSİ BİZİZ. BUNDAN DOLAYI VİCDANIM RAHAT”
-“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN BU KONUDA BİZDEN ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNU SANMIYORUM”
“MELİH GÖKÇEK DEDİN Mİ ÖZELLİKLE BAKIYORSUN KARŞISINDA HOPLAYAN ZIPLAYAN BİR ZÜMRE OLUYOR. BU DA GAYET DOĞAL MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR”
-“OSMAN GÖKÇEK’İN BENDEN ÇOK DAHA BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUM”
– “KILIÇDAROĞLU FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ”
– “ÖZELLİKLE TÜRKİYE’DE FETÖ’CULAR CHP KANALIYLA FETÖ İLE MÜCADELEYİ SULANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
– “BAHÇELİ TAM BİR VATANSEVER OLDUĞUNU ORTAYA KOYUYOR”
-“BİRLİKTELİĞE, MİLLİ KOALİSYONA İHTİYAÇ VAR”
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, FETÖ terör örgütü ile yaptığı mücadelede vicdanının rahat olduğunu belirterek, “Ben Melih Gökçek olarak ve Gökçek Ailesi olarak FETÖ’ya karşı yapılan mücadelede herhalde Türkiye’de ilk 5 sayılsa birisi biziz. Bundan dolayı benim vicdanım rahat” dedi.
Habertürk Televizyonu Genel Müdürü Veyis Ateş’in hazırlayıp sunduğu “Özel Röportaj” programına konuk olan Başkan Gökçek, oğlu Osman Gökçek’in ATO Başkanlığına adaylığından, CHP- FETÖ ilişkisine, FETÖ’nün İstanbul’da yapay deprem yapabileceği iddiasından, AK Parti-MHP dayanışmasına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
-OSMAN GÖKÇEK’İN ADAYLIĞI…
Programın başında Veyis Ateş’in ATO’da peş peşe yaşanan istifalar ve oğlu Osman Gökçek’in ATO Başkanlığı’na adaylığı ile ilgili olarak, “Aileniz, özellikle oğlunuz Osman hakkında bir şey yaptığınızda bir şey söylediğinizde neden bu kadar tartışılıyorsunuz” şeklindeki sorusuna Başkan Gökçek, “Onu CHP’lilere sormak lazım. Bugün de sağda solda beyanat verenler var. Zaten Melih Gökçek dedin mi? Özellikle bakıyorsun karşındaki hoplayan zıplayan zümre Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri oluyor. Bu da gayet doğal meyve veren ağaç taşlanır. Taşlıyorlar ama bizde meyve bitmiyor” dedi.
Başkan Gökçek, “Osman Gökçek, ATO Başkan adaylığı ile ilgili sizinle istişare etti mi?” şeklindeki soruya da “Ettiydi. ‘Yolun açık olsun’ dedim. ‘Eğer becerebiliyorsan Allah Muaffak etsin’ dedim ama kendi gayretiyle yapıyor. Şimdi bazı şeylere inanmıyorlar. Ben Melih Gökçek’im, Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Dolayısıyla bana sıfatımın getirmiş olduğu bazı avantajlar var. Herkes öyle görüyor. Tamam amennah, ama belli bir konuda benim oğlum bir şeye talip oluyor. Kabiliyetsizse başarılı olması mümkün değil. Gerisini getirmesi mümkün değil. Kendisinde bir şey olacak ki başarılı olsun” diye karşılık verdi.
-“BENDEN DOLAYI OĞLUMA YÜKLENİYORLAR”
Bazı kişilerin oğlu Osman Gökçek için ‘ATO Başkanlığı için yaşının henüz küçük olduğunu’ söylediklerini belirten Başkan Gökçek, şöyle devam etti:
“Şu anda benim oğlum bir televizyonun genel yayın koordinasyonluğunu yapıyor. Onu organize ediyor ve başarılı bir televizyon hayatı var. Bunu da dost düşman söylüyor. Dolayısıyla 34 yaşında delikanlı ama 34 yaşındayken bu işleri yapabiliyor. Ben 37 yaşında belediye başkanı oldum. Sinan Aygün, ATO’ya Başkan olduğunda kaç yaşındaydı onun yaşındaydı. Aşağı yukarı aynı yaştaydı, ya bir yaş büyük ya bir yaş küçük. Kişiye göre tenkit tarzını maalesef değiştiriyorlar. Bu konuda haklı değiller. Sırf benden dolayı oğluma yükleniyorlar. Yani şimdi babası Melih Gökçek diye oğlu siyaset yapmayacak, ticaret yapmayacak, sivil toplum örgütlerinde bulunmayacak ne yapacak peki bu çocuk? Yani benden dolayı hayata küsecek kenara mı çekilecek? Yok böyle bir şey varsa kabiliyeti bir yere gelir. Yoksa kabiliyeti zaten devam edemez.”
-BENDEN ÇOK DAHA BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUM”
Başkan Gökçek, oğlu Osman Gökçek’in başarılı olacağına inandığını belirterek, şunları söyledi:
“Vallahi billahi benden çok daha başarılı olacağına inanıyorum. Bir gayreti var, bir şeyler yapmak istiyor. Yapmak için de eline bir fırsatlar geçiyor o fırsatları değerlendiriyor. Yapa da biliyor, yapamaya da biliyor, yaparsa yoluna devam ediyor. Benim oğlumun durumu bu. Yaparsa yoluna devam edecek ve yapabileceğine inanıyorum. Mesela geçen sefer milletvekilliğine niyetlendi, biliyorsunuz son seçimlerde AK Parti Ankara Teşkilatı’nda delegelerin arasında oylama yapıldı kendi bölgesinde birinci seçildi. Birinci bölgede milletvekili adayı olarak ama Melih Gökçek’in oğlu olduğu için eski Genel Başkan Ahmet Davutoğlu aday yapmadı. Canı sağolsun, takdiridir, saygı duyuyorum. Yani hani Melih bir şeyi iteklerse, oğlunda iş yoksa hiçbir şey olmaz. Ama oğlunda iş varsa Melih’e zaten ihtiyaç yok. Ben oğlumun bana ihtiyacı olduğuna inanmıyorum. Kendi yeteneğiyle bu işleri yapacağına da inanıyorum. İnşallah Allah vatanına, milletine, dinine, diyanetine hizmet edecekse yolunu açık tutsun.”
-“OĞLUMLA GURUR DUYUYORUM”-
Başkan Gökçek, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi oğlu Osman Gökçek’in canlı televizyon yayınına çıkarak halkı sokağa direnişe çağırdığını, daha sonra TRT’ye giderek, TRT’yi kurtardıklarını hatırlatarak, “Böyle bir günde benim oğlum Türkiye’de hiçbir gencin televizyona çıkıp yapamayacağını yaptığı için bir baba olarak ben inanılmaz gurur duydum ve böyle bir işi yapabilecek olan insanın da Türkiye’de mutlaka önemli görevler yapabileceğine inanıyorum. ATO Başkanlığını çok başarılı yapar yüzde yüz yapar buna inanıyorum yani sırf oğlum olduğu için söylemiyorum, inandığım için söylüyorum.”
Veyis Ateş’in “Oğlunuza destek verecek misiniz?” sorusunu, “Bir baba bir oğluna destek vermez mi ?” diye cevaplayan Başkan Melih Gökçek, son seçim kampanyasında en önemli desteğinin oğlu Osman Gökçek olduğunu söyledi.
-“ATO ÜYELERİNE BASKI YAPMAK TERBİYESİZLİK OLUR”
Başkan Gökçek, ATO üyeleri üzerinde herhangi bir baskı olabileceği iddialarıyla ilgili, “Kime ne yapmışız? Somut olarak gelsin söylesinler. Bir dostum olur, yanıma oturur fikir telakkisinde bulunur. Fikrimi ona söylerim, kabul eder etmez. Sen etmezsen ben sana bunu yaparım… Yani böyle terbiyesizlik olmaz, yani tehdit olmaz yani” dedi.
“ATO’DA BİR HUZURSUZLUK VARDI”
ATO’daki istifalarla ilgili soru üzerine de ATO içerisinde öteden beri huzursuzluk olduğunu belirten Başkan Gökçek, şunları kaydetti:
“ATO Meclisi’ni takip edenler bilir. ATO Meclisleri çok hararetli geçer. Orada çok çeşitli gruplar var. Ondan dolayı da Salih beye karşı belirli tutumlar vardı. Tabi Salih beyi de tutanlar vardı. O gruplar dolayısıyla ben ATO’ya gitmez oldum. Shopping Fast yaptık ATO ile beraber. O Shopping Fast’i yaptıktan sonra ATO Shopping Fast ile yapılan harcamalar konusunda birbirlerini itham etmeye başladılar. Baktım ki lüzumsuz bir çatışmanın içinde aktör olacağız. Ben onlara ‘bundan sonra yokum’ dedim ve ertesi sene dikkat edin ben Shopping Fast’e ne yardım ettim ne de girdim. Maalesef kişisel çekişmeler ATO’yu bayağı yıpratmıştı. Ondan dolayı da mecliste böyle bir takım sıkıntılar oluyordu. Ümit ederim ki eğer Osman seçilirse ki bugünkü konuşmalarını bana aktardılar duydum televizyondan da seyrettim, bazılarını tam tersine bütün grupları kucaklayıcı konuşma yaptı. İnanıyorum ki ATO Başkanı olursa Ankara esnafına çok güzel katkıları olur.”
-“KILIÇDAROĞLU FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ”-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yeni Kapı ruhu”ndan çıkıp, fabrika ayarlarına döndüğünü belirten Başkan Gökçek, şöyle dedi:
“Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kamuoyunun da baskısıyla Yenikapı ruhu dediğimiz ruhun içerisine dahil oldu. Hatta ilk defa FETÖ adını kullandı. Daha sonra Kılıçdaroğlu’na bir suikast teşebbüsü oldu. ABD Büyükelçisi, Kılıçdaroğlu ile konuştu ve bana gelen bilgilere göre Kılıçdaroğlu’na ‘Neden AK Parti mitinglerine katıldınız? Neden bunlara güç verdiniz?’ tarzında tehditler oldu. Onun arkasından FETÖ’cular tarafından inanılmaz bir tehdit kampanyası içersine girdiğini gördük ve birde baktık ki bir anda Kılıçdaroğlu fabrika ayarlarına döndü. Fabrika ayarlarına dönerek başladı, yeniden itham etmeye ve çok enteresan gelişme oldu. Şu anda darbe komisyonunda da aynısı yapılmak isteniyor. Darbe komisyonunda yapılmak istenen olay şu : ‘Efendim tamam by lockçuları topluyorsunuz, Bank Asya’da para yatıranları topluyorsunuz,FETÖ’cuları topluyorsunuz iyi güzel de siz FETÖ’ya yardım etmediniz mi? Siz FETÖ’yla beraber olmadınız mı esas sorumlu sizsiniz. Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Belediye Başkanları FETÖ’cularla işbrilikleri dolayısıyla hesap vermeli’ Bu tez doğrudan doğruya FETÖ’cular tarafından KIlıçdaroğlu’na ve CHP’ye yüklenen bir yükümlülüktür. Kılıçdaroğlu, bu mevcut olan suikast teşebbüsü, Amerikan elçisi ile konuşması, FETÖ’cuların yeni tehditleri neticesi fabrika ayarlarına döndü ve bu isteklere bu taleplere başladı. Bunun tek nedeni budur.”
-“KANUNİ OLMAYAN HİÇBİR YARDIM YAPMADIM”
Başkan Gökçek, FETÖ ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi iktidar, bakanlar ve kendisini sorumlu tutanlar ve hesap vermesi gerektiğini savunanlar olduğunu belirterek, “Kendi adıma şunu söyleyim; Ben kanuni olmayan hiçbir yardım yapmadım, çıkarıp para vermedim, verdiğim tek arsa da yok. Belediye olarak zaten okul, hastane ve yurt yapmak isteyenlerin taleplerini geri çevirmiyoruz” dedi.
Gökçek, gerçek yüzleri ortaya çıktıktan sonra herkesi FETÖ’cülerden uzak durmaya çağırarak uyardıklarını kaydeden Gökçek, daha önceleri FETÖ’cülerden uzak duran CHP’nin, uyardıkları halde onlarla beraber olduklarını ve gelinen noktada sorumlulukları bulunduğunu söyledi.
-“CHP’Lİ ERİM’İ MAHKEMEYE VERDİM…”
Başkan Gökçek, CHP ile ilgili kendisinin mahkemede bir davası bulunup bulunmadığına ilişkin soruya da “Mesela başka televizyon istasyonuna çıktım. CHP’nin FETÖ ilişkilerini delilleriyle belgeleriyle anlattım. ‘Seni mahkemeye vereceğiz’ dediler. ‘Hemen verin’ dedim. . Halen de bekliyorum. Söylediğim her sözü ispat etmeye hazırım” cevabını verdi.
CHP’nin, söylediği her konuyu belgeleriyle ispat edebileceğinden korktuğunu da ifade eden Başkan Gökçek, son olarak CHP milletvekili Murat Emir’i mahkemeye verdiğini de belirterek, şunları söyledi:
“Benimle ilgili, ‘FETÖ’nün para kasasına para aktardığım” tabirini kullandı. Eski Zaman Gazetesi’nin kurucusu Alaaddin Kaya var. Şu anda içeride. Bizim bir şirketimiz tarafından hazırlanan haftalık dergimizle ilgili ihale yapılmıştı, 2008 yılında. O yıl ihaleye Alaaddin Kaya girdi ve aldı. Bizim şirketimiz alamadı. Ancak Alaaddin Kaya, 3 sayı çıkardı, ondan sonra çıkaramadı. Çıkaramayınca, bizim Belya şirketimizle anlaşmak zorunda kaldı. Çünkü biz orada 10 tane gazeteci istiyoruz, en az yanlış hatırlamıyorsam 5 tane de sarı basın kartlı çalışan istiyoruz. Bu da onlarda olmadığı için sıkıştılar. Bunun için de bizim Belediye’deki firmayla anlaşma yaptı. Bizim şirketimiz bunun sadece mizanpajını, haber toplamasını ve hazırlamasını yaptı. Kendisi de bastı. Basan kendisi ama hazırlayan biz. Bizimkiler 250 bin lira civarında bir paraya o işi yaptılar. Toplam ihale de 1 trilyon 200 bin liraydı.”
CHP’li Murat Emir, ‘Belediye’nin yapmış olduğu işten, Alaaddin Kaya para kazandı’ iddiasında bulunuyor. Ama iş öyle değil. Bizim şirketimiz yaptığı işin karşılığı olarak sözleşme yapmış ve 250 bin lira civarında bir para almış. Ancak daha sonra o paranın bir kısmını da vermedikleri için bizim şirketimizle mahkemelik olmuşlar. Şirketimiz mahkemeden yanlış bilmiyorsam kalan parayı faiziyle birlikte 80 bin lira civarında almış. Bunun neresi FETO’nun kasası denilen kişiye para aktarma.”
Alaaddin Kaya’nın 2008 yılında ihaleye girme nedenini de izleyenlerle paylaşan Başkan Melih Gökçek, “2007 yılında GİMAT’ın altında çok büyük bir su patlağımız oldu. O zaman esnafımızın hepsi de çok mağdur oldu. Alaaddin Kaya’nın da orada matbaası vardı ve su altında kaldı. Takribi olarak 800 bin-1 milyon civarında zararı vardı. Alaaddin Kaya tuttu dava açtı bize. Önce 6,5 trilyon mu ne istedi, sonra yükseltti. Kendi matbaasını bir başka yere taşıdı ve ‘sattım’ dedi. Önce gittik, satmadığını İstanbul’dan ispat ettik. Sonra kendi muhasebecini bilirkişi tayin ettirdi. Şu anda içeride olan FETÖ’cü bir hakime düşürdü. Rakam büyüdü, büyüdü ve 40 trilyona çıktı. Biz de vermemek için sonuna kadar direndik ve Yargıtay’dan bozdurduk. Bir kuruş bile alamadı bizden. O dönemde biz bu parayı vermedik diye adam gıcıklığına geldi o gazeteleri, sırf kötü çıkarmak için girdi ihaleye. Gayesi de o yani. Onu da milletin bilmesinde fayda var. Başka bir şey değil” açıklamasını yaptı.
“Murat Erim de kalkmış biz buraya para aktarmışız diye iftira atıyor. Mahkemeye verdim” diyen Başkan Gökçek, “Zaten ‘seni öttüreceğim mahkemede’ dedim. Öttüreceğim de inşallah” diye konuştu.
-“FETÖ İLE MÜCADELEDE VİCDANIM RAHAT”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “FETÖ ile mücadelede en yakın arkadaşlarımdan bile destek görmedim” şeklindeki sitemiyle ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Ben Melih Gökçek olarak ve Gökçek Ailesi olarak FETÖ’ya karşı yapılan mücadelede herhalde Türkiye’de ilk beş sayılsa birisi biziz. Bundan dolayı benim vicdanım rahat. Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadele konusunda kast ettikleri arasında en ufak bir alınganlık göstermem, böyle bir şey yok. Direnişi başlatan, daha ‘Cumhurbaşkanımız öldürüldü mü sağ mı değil mi?’ bunu bilmeden başlatan bizleriz. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın bizden şikayetçi olduğunu sanmıyorum.”
Başkan Gökçek, CHP kanalıyla, FETÖ ile mücadelenin sulandırıldığını kaydederken, şunları söyledi:
“Özellikle Türkiye’de FETÖ’cular, CHP kanalıyla FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya çalışıyorlar. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’ne böyle bir görev verilmiş vaziyette. ‘Niye bu kadar abartıyorsun ? İnsanlara neden bu kadar zulüm ediyorsun?’ Bir kere insanlara bu kadar zulüm edilip edilmediğini anlamak için FETÖ’nun geçmiş dönemlerde yaptığı cinayetleri şöyle bir hatırlamamız lazım. Sadece bir kısmına bakın; Necip Hablemitoğlu cinayeti var, çıktı artık ortaya bunlar, ASELSAN intiharları var, bunlar Türkiye’ye silah üreten çocuklar. Özellikle beynelmilel güçlerden belli istihbarat teşkilatlarından aldığı emirlerle bu çocuklara suikastler düzenlendi. Hrant Dink’in bunlar tarafından öldürüldüğü ortaya çıkıyor. Ergenekon ve Balyoz’un bunlar tarafından organizasyonunun yapıldığı ortada. Fenerbahçe’yi ele geçirmek için Aziz Yıldırım’a ve Fenerbahçe’ye operasyon yapan bunlar.”
-“FETÖ’CÜLER VATAN HAİNİ, HER ŞEYİ YAPAR”
FETÖ’nun en önemli cinayetlerinden birinin Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti olduğunu ifade eden Başkan Gökçek, “O uçağın düşme olayı ve Muhsin’in rahmetli olması olayının arkasında direkt FETÖ’cular var. Bu da ortaya çıktı. Bülent Arınç’a kozmik oda olayı var biliyorsunuz o olayı da yapan FETÖ. Onun vasıtasıyla devletin derin bilgilerine girenler de FETÖ’cu. Deniz Baykal kaseti öyle, MHP milletvekillerinin kaseti öyle, Oslo görüşmelerinin sızdırılması, Uludere olayları öyle, MİT krizi, yeni çıktı Rahmi Koç’u öldüreceklerdi, gezi olaylarını çıkartan bunlar, MİT TIR’ları olayını organize eden bunlar. Rus uçağını düşüren ve Rusya ile aramızı açanlar bunlar. Yani bunlar vatan haini her şeyi yapar.”
Başkan Gökçek, twittırdan kendisine darbe girişiminin olduğu gece “Melih Gökçek korkup da neden gecekonduya saklandı” şeklinde mesajlar atıldığına değinerek, “Bir adam saklansa kaç saat saklanır. Allah korusun darbe olsa kaç saat yakalanmaz? Peki ben ilk anda sokağa çıkıp yakalansam da bütün bu organizasyonu yapmasam da ne olur o zaman Ankara Büyükşehir Belediyesi personeliyle, dozerleriyle, kepçeleriyle, iş makineleriyle sokağa döküldü. Ben defalarca televizyonlara çıktım bu çağrıları yaptım. Ben bu çağrıları yapmasam bu organizasyonu yapmasam yakalansam ne olurdu” dedi.
-“MİLLİ KOALİSYONA İHTİYACIMIZ VAR”-
Veyis Ateş’in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başkanlık teklifini getirmesi ile ilgili sorusuna da Başkan Gökçek, şu karşılığı verdi:
“Biz şu anda iktidardayız. Tek başınayız. 317 milletvekilimiz var. Sayısal olarak normal kanun çıkartmada kimseye ihtiyacımız yok. Böyle bir ittifaka da ihtiyacımız yok. Ama Türkiye’nin özellikle FETÖ’ya, DEAŞ’e, PKK’ya beynelmilel güçlere karşı milli birlik içerisinde bir ve beraber olarak mücadele etmesi lazım. Bunda da baktığın zaman milli olarak orta taraftaki görüntü iki ana parti var. Birisi AK Parti, birisi MHP. Bu ikisinin bir arada olması sadece Melih Gökçek’e ve Melih Gökçek gibilere gurur verir. Ben MHP’yle kaç defa söyledim. Bu benim kişisel fikrim, partimin fikri değil yani herhangi bir kişi bunu bana söylemiş değil. MHP ve AK Parti koalisyon yapmalı. Niye DEAŞ’e karşı niye PKK’ya karşı niye FETÖ’ya karşı. Çünkü bu saydığımız düşmanların üçü de bizim müşterek düşmanlarımız. Sayımız daha çok olursa, kitlelerimiz daha çok olursa direncimiz ve gücümüz daha çok olur. Karşı tarafın çözülmesi daha çabuk olur. Onun için böyle bir birlikteliğe milli koalisyona ihtiyaç var. Neden koalisyon olmasın. Sayın Bahçeli ve milletvekilleri neden bizim kabinemizde yer almasın. Ne olur yani beraberlik varsa Sayın Bahçeli tam bir vatansever olduğunu ortaya koyuyor. Ben sadece onu takdir ediyorum. Başımın tacı olarak görüyorum. Gerçekten Devlet Bahçeli devlet adamı. Devlet dendiği zaman ülkesi dendiği zaman akan suları durduruyor. Gerçekten milli bir tavır ortaya koyuyor. Bundan dolayı Sayın Bahçeli’yi takdir ediyorum.”