CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Ülkede özgürlüklerin OHAL eliyle yok edildiğini her gün TV ,Radyo ve Gazetelerin kapatıldığını ve çok sayıda gazeteci,akademisyen ve bilim adamının tutuklandığını belirterek “Yenikapı ruhu mağdur yaratmak değildir, Yenikapı ruhunun özü adalettir. Onların anladığı uzlaşma kültürü şu: ‘Biz ne dersek siz evet deyin. Oh ne güzel anlaştık.’ Bu dayatmadır” dedi. Kılıçdaroğlu, grup toplantısında özetle şunları söyledi:
ARAPLARI KUCAKLAYACAĞIZ
Eskiden Türkiye bütün Ortadoğu’da başvurulan bir ülkeydi, bugün dışlanan bir Türkiye var. Arap kardeşlerime sesleniyorum. CHP iktidarında bütün Arap dünyasını kucaklayacağız. Barış içinde Ortadoğu’yu el birliğiyle inşa edeceğiz.
ŞEHİT ARASINDA AYRIM OLMAZ
Şu soruyu da her vatandaşın sormasını isterim. 240 şehidimiz oldu, sorumlusu kim? Demokrasi şehitleri için özel bir düzenleme yaptılar, onlara daha yüksek bir aylık veriyorlar. Ama peki diğer şehitlerimizin yakınlarına ne olacak? Şehitler arasında ayrım olur mu? Birisi gidip dağlarda şehit düşmüş. Öbürü Meclis bombalanırken o da orada demokrasi ve özgürlüğü savunmak için şehit düşmüş.
Kimini hapse attılar, kiminin mal varlığına el koydular, kiminin okulunu kapattılar. Askeri okulları niye kapatıyorsunuz? ‘Orada FETÖ’cüler var’. Milli Eğitim Bakanlığı’nda da vardı, Diyanet’te de vardı. Kapattınız mı onları? Yenikapı ruhundan uzaklaştınız. Yenikapı ruhu mağdur yaratmak değildir, Yenikapı ruhunun özü adalettir, adalet. Onların anladığı uzlaşma kültürü şu: ‘Biz ne dersek siz evet deyin. Oh ne kadar güzel anlaştık’. Böyle bir uzlaşma kültürü yoktur. Bunun adı uzlaşma değil, dayatmadır. Dayatma kültürünü de CHP kabul etmez.
Hiçbir kişi kalkıp bana ‘Yenikapı ruhunu bozuyorsun’ demesin. Diyen varsa gelsin yüzüme karşı söylesin. Başbakansa Başbakan, Cumhurbaşkanıysa Cumhurbaşkanı söylesin. Neyi bozduk biz? Ben mazlumların hakkını sonuna kadar koruyacağım. Adaleti, hukukun üstünlüğünü sonuna kadar savunacağım. Zalimin karşısında durmak mazlumun görevidir.”
Lozan’dan bahsediyorlar ya. Bizim büyükelçiyi çağırdılar, İsrail’de düşük tabureli bir sandalye verdiler, orada oturttular, kendileri daha yüksek yerde oturdular. Hiçbir tepki gelmedi. Ama İnönü ne yaptı? Lozan’da toplantının yapıldığı salona girer. Bakar ki bütün başkanların sandalyeleri aynı, kendisine tahsis edilen sandalye küçük. Der ki, ‘Niye bu sandalye böyle?’ ‘Efendim, aynı ebatta sandalye bulamadık’ derler. İnönü salonu terk eder. ‘Aynı ebatta sandalye bulduğunuz zaman salona gelirim’ der. İşte onuru kurtarmak budur. Sen büyükelçini gönderirsin, düşük tabureye oturturlar, gıkın dahi çıkmaz.
HABERİM YOK DEME İMZAN VAR
FETÖ dedikleri terör örgütünü kim büyüttü? Bunun üzerinde iyi durmazsak, darbe girişimini de zaten anlayamayız. ‘Haberimiz yoktu’ diyor. Bal gibi haberiniz vardı. MGK kararının altında imzan var. Bu karar 2013’te bir gazete tarafından yayımlandı. Bunun üzerine Erdoğan’ın danışmanı çıktı, ‘O MGK kararı yok hükmündedir’ diyor. Nasıl oluyor da yok hükmünde? Diyorlar ki bu işin siyasi sorumlusu kim? Açık söylüyorum; bu işin siyasi sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti’ni 14 yıldır yönetenlerdir. Nokta.