Atakule’nin yıkım ruhsatı iptal edildi
Atakule’de yenilenme projesini yürüten Atakule Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’yla, yapının mimarı Ragıp Buluç’u karşı karşıya getiren yıkım tartışması devam ederken, yargı şirketin valilikten aldığı yıkım ruhsatını iptal etti.
Buluç’a verdiği hukuk mücadelesinde destek olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yıkımdaki tek amacın rant elde etmek olduğunu belirterek, “Davanın takipçisiyiz, hukuk savaşımız devam edecek. Yargı kararları uygulanmalı” dedi.
Başkent’in simge yapılarından olan Atakule’nin yıkım tartışmaları devam ediyor. Kule kısmına dokunulmadan, AVM kısmının yıkımına 2014’ün nisan ayında başlanmıştı. Atakule’nin mimarı Ragıp Buluç, kendisinden izin alınmadan yapıya müdahale edildiği’ gerekçesiyle, Atakule Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na (GYO) açtığı dava devam ederken, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin de müdahil olduğu davada yeni bir gelişme yaşandı. Mahkeme şirketin valilikten aldığı yıkım ruhsatını iptal etti.
Atakule arazisi AVM değil, park olsun
Atakule’nin mimarı Ragıp Buluç, avukatı Mustafa Büyükavcıoğlu ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Namık Kemal Kaya konuya ilişkin olarak Atakule önünde basın açıklaması yaptı.
Atakule’nin mimarı Ragıp Buluç, kendisinden izin alınmadan yıkım yapılmasına ve yargı kurallarının dinlenmemesine şöyle tepki gösterdi:
“Şu anda yapılan tüm işlemler hukuksuzdur. Bu yıkım yakında durdurulacaktır. İnşallah eski binayı tekrar yaparlar, benim dileğim buranın park haline getirilmesi ve Atakule’nin parkın içinde çıkan bir kule olarak kalmasıdır. Yeter artık her taraf AVM oldu. Bu arazinin AVM değil park olmasını istiyorum. Belediyelerde buna katkı koyarsa çok sevinirim.Bu alınan kararlar genç mimarlar için içtihat olsun. Bunlar devlet güçlerini de yanına alarak parayla her şeyi yaparım zannediyorlar. Köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyorlar yeter artık.”
Amaç rant elde etmek
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Namık Kemal Kaya ise şunları söyledi:
Hukuksuzluğu arkasına alarak yıkım çalışması yapan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Anayasayla birlikte yasada tanımlanan mimarın telif hakları olduğunu, bu telif hakkının mimara ait olduğunu ve bunun Fikri Sınai Haklar Kanunu’ yla bağlı olduğunu defalarca söyledik. Ancak açılan mahkemelere ve kazandığımız haklara rağmen yine mahkemenin arkasından dolarak, binanın bir kısmın yıkmışlardı. Buna rağmen bakanlık tarafından bir estetik kurul kurularak, sadece bu bina için bir kanun çıkarıldı. Bu yasanın ve hukukun arkasından dolanmaktır. Bu tamamen rantın elde edilmesi çalışmasıdır.”
Davanın takipçisiyiz
“AKP hükümetin ranta ilişkisinin ne kadar sıkı olduğunu belleklerimizin ve yaşantılarımızın uğratıldığ3ı zarardan görüyoruz. Süreç devam ediyor hukuk savaşımız da devam edecek. Meslektaşımızın yanında olarak haklarını korumaya devam edeceğiz. Buna ilişkin kazandığımız mahkemeler var yetkililerin hukuk kurallarına uymasını istiyoruz” diyen Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Atakule yarışmayla elde edilmiş, uluslar arası bir ödüle layık görülmüş bir projedir. Ankara deyince Türkiye’de bütün insanların aklına Atakule gelir. Hatta Büyükşehir Belediyesi’nin en son açmış olduğu yarışmada Atakule’nin simgesi olduğu bir logo ile Ankara temsil edilmiştir. Eser bir bütündür. Atakule’nin yanındaki kütlenin yıkılmasını kabul etmiyoruz. Mimarından izin almadan böyle bir yıkım yapılması yasalara aykırıdır. Türkiye çağdaşlaşmaya ve batıya yüzünü döndürmek istiyorsa insan haklarını ve mimar haklarını çiğnememesi gerekiyor. Biz sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Sonuca göre yargı kararlarını tanımayan ilgililer hakkında suç duyurusunda da bulunacağız.”
Yıkım tamamen hukuksuzdur
Atakule’nin yıkımının tamamen hukuksuz olduğuna dikkat çeken Ragıp Buluç’un avukatı Avukat Mustafa Büyükavcıoğlu da yargı sürecine ilişkin şu bilgileri verdi:
Atakule GYO A.Ş. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden yıkım kararı almış ve işlemlere başlamıştı. Açılan davalar sonucunda mimari projenin özgün fikir ifade edip etmediğine, davacının izninin gerekip gerekmediğine dair mimari estetik komisyonundan bir karar alınmaksızın işlem yapıldığı için yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Atakule GYO A.Ş. tarafından da Mimari Estetik Komisyonu kararına dayalı yeni bir yıkım izni verilmesi talep edildi. Görevlendirilen komisyon, ‘taşınmazın kamuoyu ve kent belleğinde Ankara’nın simge yapılarından biri olarak anılması dolayısıyla özgün yapı niteliği taşıdığını ancak görev ve uzmanlık alanları dışına çıkarak mimari projede değişiklik yapılmasında sakınca bulunmadığına’ şeklinde karar verdi. Ankara Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde eser üzerindeki haklarını hiçe sayarak yıkım işlerine izin vermiş ve yargı kararını yok saymıştır. Bunun üzerine yıkım ruhsatı işleminin alenen ve açıkça hukuka aykırı olması sebebiyle açtığımız davada Ankara 18. İdare Mahkemesi ‘Dava konusu yapının yıkımına karar verilebilmesi için komisyon tarafından eserin bütünlüğünün bozulup bozulmayacağı yönünde bir değerlendirme yapılması gerekeceğinden taşınmazın yıkımına izin verilmesine ilişkin işlem de hukuka uyarlılık bulunmamaktadır’ gerekçesiyle; işlemin hukuka uygun bulunmadığını tespit ederek yıkım işleminin iptaline karar vermiştir. Bağımsız bir yargının adil bir karar vereceğine inanıyoruz.”