Yenilgi kaçınılmaz olunca…
Necdet Buluz
Terör örgütü PKK’ya karşı güvenlik güçlerimizin Güneydoğu’da başlattıkları operasyonlar sürerken, konu ile ilgili olarak yazdığımız yazılarda şunu vurgulamaya çalışmıştık:
“Güvenlik güçlerimiz, geç de olsa terör örgütüne karşı mutlaka üstünlük sağlayacaktır. Devlete meydan okunamaz. Hiç bir terör örgütü de bugüne kadar devlete diz çöktürememiştir. Kazılan hendekler, ortaya konulmak istenilen tuzaklar yerle bir edilecek ve terör örgütü buralarda yenilecektir.”
Şimdi gelinen noktaya bakalım:
Bu söylediklerimizin ve ön görülerimizin teker teker gerçekleştiğini görüyoruz. Operasyonların uzun sürmesi ise, sivil halka zarar verilmemesinden kaynaklanıyor. Güvenlik birimleri de zaten bunu bu şekilde açıklıyorlar.
Daha önce Irak ve Suriye’de uygulanan ve Türkiye’de de provası yapılan hendek ve bombalı tuzak çatışmaları tutmadı. PKK ve yandaşları büyük yenilgi aldı. Kandil’deki yönetici kadroları da bu gerçeği görüyor. Aynı zamanda PKK’nın siyasi uzantılarının da panik havası içinde olduklarını gözlemliyoruz.
Yüksekova, terör örgütünce “ele geçirilmez bir kale “olarak gösteriliyordu. Güvenlik güçlerimizin Yüksekova’daki başarısı ve PKK’lıların büyük kayıp vermesi Kandil’i hareketlendirdi. Yapılan çağrıda “Yüksekova’yı derhal terk edin ve yurt dışına kaçış yolları arayın” denildi.
Özetlenecek olursa PKK’nın buralarda tam anlamı ile bozguna uğratılmış olduğunu görmekteyiz.
Teröristler, bir yandan kaçarken de kamu binalarına hasar vermeyi de ihmal etmiyorlar. Yakıp, yıkıyorlar. Bulundukları yerleri enkaz haline çeviriyorlar. Güvenlik güçlerimizin karşısında aldıkları ağır yenilgileri bu yöntemle sanki lehlerine çevirmeye çalışıyorlar. Hastanelere ve okullara bile çok büyük zarar verdiklerini görüyoruz.
PKK’nın siyasi uzantısı HPD Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve yöneticileri ise Kandil’den gelen mesaj doğrultusunda “silahlar sussun, siyasetle çözelim” mesajı vermeye başladı. Demirtaş, HDP’li vekillerle birlikte, muhafazakâr gazeteci ve yazarlarla Taksim’de basına kapalı toplantı yaparak destek istedi. PKK’nın şehirlerdeki yenilgisinin siyasi alanda da yankılanmaya başladığını görmekteyiz.
Nitekim PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullanmak zorunda kalmıştır:
“Kürt sorununun aktörleri, tarafları var. Kandil de, Abdullah Öcalan da aktördürler, kesinlikle görüşülmesi lazım ama bu işin nihai çözüm zemini parlamentodur. Parlamentoda yasa, Anayasa yapılmadığı müddetçe sorunlar çözülmez. Yasa, Anayasa Kandil’de yapılmaz, parlamentoda yapılır, bu işin öncülüğünü yapması gereken de parlamentodur, TBMM’dir.”
“Türkiye’deki çözüm sürecinin nasıl sonuçlanacağı Dolmabahçe mutabakatında çok açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşıldı. İşin esasının ne olacağı orada ifade edildi. Hükümet hala Dolmabahçe mutabakatı ile ilgili kendini bağlı hissediyorsa biz HDP olarak tümüyle onu desteklemeye hazırız.”
Terör örgütün hendek ve bombalı tuzak çatışmalarında neden böyle bir yenilgi aldı, biraz da buna bakalım:
PKK, dikkat edilecek olursa şehir mücadelesinde halkın desteğini alamadı. Beklediği destek gelmedi. Yöre halkının önemli bölümünün güvenlik güçlerimizin yanında olduğunu gördük. Bu, yenilgide önemli bir noktadır.
İkincisi, güvenlik güçlerimizin kısa zaman içinde terör örgütünün başlattığı mücadele tarzını çözmesi ve aynı kararlılıkla yanıt vermesi olmuştur. Hiç kuşkusuz şehitler de verilmiştir ama sonuç devletimizin başarısı olarak görülmüştür. İş sadece askere bırakılmamış, özel yetişmiş harekâtçılar da operasyonlarda önemli başarılara imza atmışlardır.
Bize göre bir başka önemli nokta da güvenlik güçlerimizin operasyonlarına dış güçlerce müdahale edilmemiş olmasıdır. Güvenlik güçlerimiz rahat hareket etmişlerdir, operasyonlarda frene basılmamıştır. Askerin ve polisin eli bağlanmamış, kendilerine her türlü fırsat ve imkân sağlanmıştır.
HDP dışındaki tüm siyasi partiler, medya, sivil toplum kuruluşları ve halkımız bu mücadelede kesin olarak güvenlik güçlerimizin yanında yer almış ve teröristler karşısında dik durmayı başarmıştır. Bu da operasyonlar güvenlik güçlerimizin moralini en üst seviyede tutması açısından önemsenmelidir.
Bizi yönetenlerin terör ve teröristler karşısındaki tutum ve davranışları da alınan bu başarıda önemli bir adım olmuştur.
Kandil’in yönettiği bu operasyonlarda PKK’lıların büyük yenilgi alması, terör örgütünün üst yönetimindeki çatlağı da ortaya koyuyor. KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, açıklamalarında “Öz yönetimlerin içini dolduramadık. Kadrolarımızın da bu saldırılara yeterince hazır olmadığını gördük” diyor. Bir noktada şehirlerdeki PKK’lıları suçlamaya çalışıyor.
Son olarak şunu da eklemeliyiz:
Kandil’den yapılan çağrıda deneyimli kadroların kaçması istenirken, PKK’nın uzantısı YPS’nin ( Sivil savunma birlikleri) şehirlerde kalmasını istediği dikkat çekicidir. Bir yerde deneyimsiz militanlar, güvenlik güçlerimizin önüne yem olarak atılmış olmuyor mu?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz