Esad takıntısı sürerken?…

Necdet Buluz

Suriye’deki ve bölgemizdeki gelişmeleri iyi okuyabilirsek, bugüne kadar uyguladığımız yanlışlarla dolu dış politikamızı değiştirmemiz gerekirdi. “Esad gitsin” takıntımız hala sürüyor. Esad’ı Amerika’nın, Batı’nın, İran’ın, Rusya’nın koruduğunu ve giderek güç kazandığını göremiyoruz.

Biz, Esad’ı sevdiğimizi ve koruduğumuzu söylemiyoruz. Biz, ülkemizin çıkarlar neyi gerektiriyorsa onu yapmamız gerektiğini vurgulamaya çalışıyoruz. Esad’ın geleceği de bizi ilgilendirmiyor. Ülkemizin geleceği bizim için her şeyin önündedir.

Ancak, bunun için de Suriye’deki ve bölgemizdeki gelişmeleri iyi okuyabilmek, buna göre yeni politikalar da oluşturmak durumundayız. Dış güçler, hala Esad’ın iş başında kalmasından yana tavır sergiliyorlarsa, bizim hala Esad takıntısı içinde olmamız bir şey ifade eder mi, ona bakmalıyız.

Rusya’nın hava desteği ve çizdiği strateji doğrultusunda Esad, 5 yıldır süren iç atışmalarda daha önce kaybettiği topraklarını almaya başladı, güç kazandı. Son olarak IŞİD karşıtı hamleleri ile de dış desteğini artırdı. Esad’ı seversiniz, sevmezsiniz bu başka şey, ama IŞİD karşıtı elde ettiği başarı Esad’ın daha uzun süre iş başında kalacağını da gösteriyor. Bunu biz de görebilmeliyiz.

Bunu nereden mi çıkardık?

Suriye güçleri bir yıl önce IŞİD tarafından ele geçirilen tarihi Palmiye kentini Rusya’nın da hava desteği ile yeniden ele geçirdi. 500’ün üzerinde de IŞİD militanının öldürüldüğü belirtiliyor.

Reuters’ın haberine göre; Gözlemevi Direktörü Rami Abdülrahman, Palmira savaşında 400 IŞİD üyesinin öldüğünü söyleyerek, antik kentin kaybının, 2014 yılında Suriye ve Irak’ta kontrolü altındaki bölgelerde halifelik ilan etmesinden bu yana terör örgütü için en büyük yenilgi olduğunu belirtti.

IŞİD, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Palmira’da birçok tarihi eseri talan ederken, antik kentin amfi tiyatrosunda da kan donduran toplu infazlarını gerçekleştirmişti. Bu infaz görüntülerinin yayınlanmasının çok büyük yankılar uyandırdığını da biliyoruz.

Esad yönetiminin yaptığı açıklamada “IŞİD’ın artık sonu geldi” denildi.

Bu hamle IŞİD teröründen çekinen, korkan ve önlem almak durumunda kalan Amerika ve Batı tarafından sevindirici ve olumlu bulundu. IŞİD’a karşı Esad güçlerinin mücadelesi destek bile buldu. Zaten, dış güçlerin bu konuda gizliden Esad’a destek verdiği daha önce biliniyordu.

Batının Esad ile IŞİD’ı ayırdığını, IŞİD tehlikesi karşısında Esad’ı unuttuğunu bile söyleyebiliriz. IŞİD ile mücadele eden kim olursa olsun Batı şu anda onların yanında yer alıyor ve kucaklıyor.

Bugüne kadar IŞİD ile gerekli mücadeleyi yapmamakla suçlanan Rusya’nın hava desteği ile Palmira’nın kurtarılması aynı zamanda Rusya’ya da saygınlık kazandırmış oluyor.

Bu gelişmeleri görmezden gelebilir miyiz?

Şimdi ise, Esad’a bağlı birlikler, IŞİD tarafından Başkent ilan edilen Rakka’nın ele geçirilmesi için harekete geçti. Yine bu operasyonda Rusya önemli rol oynayacak. Sanıyoruz, Rakka da ele geçirilecek ve IŞİD Suriye’deki varlığını büyük ölçüde yitirmiş olacaktır.

Bu satırlar yazılırken gelen haberlere göre Suriye ordusu ile müttefiklerinin tarihi Tedmur kenti içerisindeki ilerleyişleri sürerken, Tedmur’un Rakka ile bağlantı yolunun da kesildiği belirtiliyordu.

Rakka neden önemli kısaca buna da değinmek istiyoruz:

IŞİD, Rakka’yı Başkent seçti, burada güçlendi. Stratejiler burada yapıldı. 2014 yılının Haziran ayında Musul’un işgal edilmesi de buradaki IŞİD güçleri ile Musul’daki işbirlikçileri ile gerçekleştirildi. Sünni aşiretlerinin de desteğini de alan IŞİD’ın bundan sonra nasıl tehlikeli bir şekilde yayıldığını zaten hepimiz yakından bilmekteyiz.

Konu ile ilgili olarak Rusya’dan yapılan açıklamalarda, Suriye topraklarında tek bir IŞİD militanın kalmaması için gereken her türlü hazırlığın yapıldığı ve bu konuda kararlılığa da dikkat çekildiğinin altını çizelim.

Zaten Musul’daki IŞİD’a karşı da ortak bir operasyon başlatıldı.

Ancak, bu operasyonlar IŞİD’ın varlığını tümden yitirmesine yeter mi, sanmıyoruz? IŞİD tehlikesi daha uzun süre devam edecek gibi görünüyor. Yapılan açıklamalarda IŞİD’a sempati duyan 100 milyon insan varlığından söz ediliyor. Ayrıca IŞİD teröründen beslenen bazı ülkelerin de varlığını işin içine koyduğumuzda bu tehlikenin kolay kolay sona ermeyeceğini görürüz.

Ancak şunu da söylemeliyiz:

Suriye’de ve bölgede dengeler hızlı biçimde değişiyor. IŞİD’a büyük darbeler indiriliyor. Esad koltuğunu şu an için de olsa sağlamlaştırıyor. Rusya büyük aktör olarak yine öne çıkıyor. Böyle bir durum karşısında hala Esad takıntısı ile nereye varabiliriz?

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz