“Baskın seçim” hesaplar…

Necdet Buluz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Anayasa ve Başkanlık konusunda ısrarlı olduğunu görüyoruz. Saraya yakın çevreler de “Cumhurbaşkanı özellikle Başkanlık sisteminin Meclis’ten çıkarılması istiyor. Bu gerçekleşmezse eninde sonunda referanduma gidilecek. Bu da olmazsa bir baskın seçim söz konusu olabilir” diyorlar.

Zaten uzun zamandır bir “baskın seçim” hesaplarının yapıldığı haberlerini duyuyoruz.

Çünkü son yapılan kamuoyu araştırmalarında HDP’nin ve MHP’nin baraj altında kalabileceği görülüyor. Güneydoğu’da asker ve polislerin terör örgütü PKK’ya karşı başlattığı operasyonların HDP oylarını iyice düşüreceği hesaplanıyor. MHP içindeki toparlanmaya da fırsat verilmezse bu partinin de yeni bir seçimde baraj altında kalabileceği söyleniyor.

Ortadaki tabloya bakalım:

Şu anda CHP’nin alabileceği oy potansiyeli belli. HDP’nin kesin olarak baraj altında kalabileceği görülüyor. MHP’deki toparlanmanın kolay olmayacağı, Bahçeli’nin koltuğunu koruması halinde MHP’nin de daha çok oy kaybedebileceği hesaplanıyor.

Muhaliflerin olağanüstü kongre çağrısının mahkemece reddedileceği iddialarının yoğunlaşması MHP’nin geleceği açısından önemli. Bu nedenle Saray’ın MHP’nin başında Bahçeli’nin kalmasından yana tavır sergilediği de iddia ediliyor.

Bu durum karşısında bir seçim kararı alınır ve Türkiye yeniden sandığa giderse sonuç ne olur? İşte son yapılan kamuoyu araştırmalarında HDP ve MHP’nin baraj altında kalması halinde AK Parti’nin seçimi kazanacağı ve 400 milletvekili ile Meclis’e geleceği görülüyor.

Böylece Yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin AK Parti oyları ile Meclis’ten geçmesi de sağlanmış olabilecek. Bütün bunlara karşı AK Parti içindeki tüm milletvekilleri aynı çizgide hareket eder mi, sıkıntı yaratanlar çıkabilir mi şimdilik bunları bilemiyoruz.

Siyasi analistler, son yaşanan olayların AK Parti milletvekilleri içinde de rahatsızlıklara neden olduğunu, partide her an bir depremin yaşanabileceği yorumlarını da yapıyorlar.

Hesapların bu şekilde yapıldığını görüyoruz. Muhalefetin toparlanmadan böyle bir “baskın seçim”in Yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin AK Parti oları ile hayata geçirilebileceği de gerçekleşmiş olacak.

Ancak hesaplar tutar mı bunun için şimdiden bir şey söylemek doğru olmaz. İşler tersine de dönebilir. Terör olayları kontrolden çıkabilir. MHP’de muhaliflerin iş başına gelmesi bütün hesapları alt-üst edebilir.

MHP konusunda yapılan değerlendirmelere de göz atalım:

Eğer muhalifler partide iş başına gelirse, siyasi arenada yeni bir rüzgârın esmeye başlaması ihtimalinin fazla olduğu söyleniyor. MHP’den kopup AK Parti’de yer alanların yeniden yuvaya dönebileceği, partinin ANAP ve DYP’ye gönül vermiş olan sağ seçmeni de kucaklayabileceği, yeni umut olabileceği, AK Parti’ye alternatif konuma gelebileceği de unutulmamalıdır.

Böyle bir durum karşısında bugün hesapları yapılan “baskın seçim” konusunda frene basılabilir. Başka alternatifler aranır. Bu nedenle şimdiden siyasi kulisleri çalkalandıran bu senaryoların hayata geçirilip geçirilemeyeceği konusun da konuşmanın erken olduğunu söylemliyiz.

Türkiye’de gündem öylesine hızlı ve baş döndürücü şekilde gelişiyor ki, buna yetişmek ve bir şeyler söylemek neredeyse imkânsız hale geliyor.

Erken seçim öncesi AK Parti’nin olağanüstü kongreye gidebileceği de Başkent siyasi kulislerinde seslendirilmeye başlandı. Bunun nedeni olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun arasının giderek açılmaya başlanması olarak gösteriliyor.

AK Parti Grubuna şu an için Cumhurbaşkanı hakim durumda. Ancak, parti içinde Davutoğlu da taraftar toplamaya başladı. En az 60 milletvekilinin Başbakan ile birlikte hareket ettiği ifade ediliyor. Bunun da Sarayda rahatsızlık yarattığına dikkat çekiliyor.

“Baskın seçim “konusunda Saray’a yakın çevrelerden yükselen seslere karşı Başbakan Davutoğlu’nun “Kimse seçim beklemesin. Seçimler zamanında yapılacak” çıkışının da rahatsızlık yarattığı söyleniyor.

Bu nedenle AK Parti’de seçim öncesi olağanüstü kongre toplanarak Binali Yıldırım’ın Genel Başkan seçilmesi ve yeniden oluşacak ekibi ile seçime de Yıldırım’ın Başbakanlığı altında gidilmesi hesaplarının yapıldığı söyleniyor.

Konu ile ilgili yeni bir oluşumdan da söz edelim:

Daha önce Abdullah Gül’ün başını çektiği, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin gibi isimlerin de aralarında bulunduğu grubun yeni bir parti çalışması içinde oldukları söylenmişti. Ancak, koşulların olgunlaşmasının beklendiği için bu grubun şimdilik beklemede olduğu söyleniyor. Hatta kurulacak partinin adı ve tüzüğünün bile belli olduğuna da vurgu yapılıyor.

AK Parti içinde bu gruba yakın bazı isimlerin var olduğu, koşulların oluşması halinde bu isimlerin de grubun içinde yer alabileceği söylentileri giderek yayılıyor. Eğer, böyle bir gelişme olursa bunun AK Parti’nin bölünmesi ile sonuçlanması da kaçınılmaz olabilir. Bekleyip göreceğiz.

Özetle, bugün yapılan hesaplar, bir gün sonra tersine dönebilir. Bunu da görüp değerlendirmek gerekiyor.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz