“Türkiye, cephe hattında
Yer alacak…”
Necdet Buluz
Suriye krizi ile başlayan yıllarda tezkerenin Meclis’ten geçmesinden sonra bir yazı yazmış, adeta bugün olabilecekleri bu yazımızda dile getirmiştik. Bu yazımızda Türkiye’nin Suriye krizinde cephe hattında yer alması, Suriye’ye karadan askeri müdahale için dış güçlerin oyunlarına da değinmiş, bölgede en kritik konumda olduğumuzun altını çizmiştik. Dikkat edilecek olursa Türkiye bugün cephe hattına atılmak isteniliyor. Yıllar önce de ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin söylediği “Türkiye cephe hattında yer alacak” sözlerini anımsatmak istiyoruz. İşte o yazımız:
“Tezkere’nin TBMM’de kabul edilmesinden sonra gözler bundan sonra olabilecek gelişmelere çevrildi. Kimi çevreler tezkerenin gerekliliğinden söz ederken, kim çevreler de tam aksini iddia ediyor, bundan sonraki gelişmelerde Türkiye’nin terör örgütlerinin hedefi haline gelebileceği görüşünü ortaya atıyor.
Tezkereden sonra bize göre iki tehlike var:
Birincisi ABD Dışişleri Bakanı Kerry’in söylediği “Türkiye cephe hattında yer alacak” açıklaması, ikincisi de tezkere de yer alan “Ülkeye yabancı asker gelebilir” cümlesidir.
IŞİD’ı havadan vuran Amerika ve koalisyon güçleri, kara operasyonu için Türkiye’yi düşünüyor. Bunu sıkça da telaffuz ediyorlar. ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin “Türkiye cephe hattında yer alacak “açıklaması bunun mesajıdır. Bu sözler öyle iş olsun cinsinden ve durup dururken söylenecek sözler de değildir.
Öyle görünüyor ki, eninde sonunda bizi savaşın içine sokacaklar.
Konu ile ilgili olarak daha önce yazılan bir raporda, IŞİD’ı bölgeden silip süpürebilecek gücün Türk asker olduğu vurgulanmıştı. Irak ve peşmergenin bu işin üstesinden gelemeyeceği de aynı raporda işlenmişti. Bu nedenle, IŞİD’ın bombalanmasından sonra bir kara harekâtının şart olduğu, bu harekâtın da başarı ile tamamlanması gerektiği belirtiliyordu.
Pentagonda yapılan değerlendirmelerde de bu işi Türk askerinin yapabileceği ve bu konuda Türkiye’nin ikna edilmesi gerektiği de tartışılmış, Amerikalı yetkililer Türkiye’de temaslarda bulunmuşlar ve daha sonra Dışişleri Bakanı Kerry’nin “Türkiye cephede ön safta olacak” açıklaması gelmişti.
Tezkerenin kabul edilmesi, Adana İncirlik Üssü’nün de kullanılmasının önü açmaktadır.
Bizim için tehlikeli olan diğer konu ise, ülkeye yabancı askerlerin gelmesi olacaktır.
Yabancı askerler Türkiye’ye niye gelecek? Amerika, Batı ülkeleri kesinlikle kara harekâtı için asker göndermeyeceklerini söylüyorlar. Türkiye’ye gelecek olan yabancı askerler burada futbol oynamaya mı gelecekler? Hayır.
IŞİD’a karşı savaşan gruplar var. Bunların eğitimi, silahlandırılması Türkiye’de gerçekleşirse buna da kimse şaşırmasın. Ülkeye gelecek olan askerlerin de sanıyoruz görevleri bu olacak.
Kimler eğitilecek? İddialara göre IŞİD’a karşı savaştıklarını söyleyen Özgür Suriye ordusu (ÖSO) PYD gibi PKK’nın Suriye uzantıları bu eğitimde ön planda olacak, silahlandırılıp IŞİD üzerine gönderilecekler. Bu silahların başka örgütlerin eline geçebileceği ihtimallerini de göz ardı etmeyelim.
Türkiye’nin baştan bu yana hassasiyeti, Esad rejiminin yıkılmasıdır. ÖSO’nun eğitilmesi ve silahlandırılması bu açıdan önemseniyor. Ancak, burada asıl sorgulanması gereken ÖSO’nun IŞİD’a mı, yoksa Esad’a karşı mı savaş verecekleridir.
Bugüne kadar ÖSO, birlik ve bütünlük içinde olmadı. Esad’a karşı açılan tüm cepheleri de kaybetti, zayıfladı. Bundan sonra bu örgüt başarılı olabilir mi? Bunların eğitimi ve silahlandırılması tepkilere neden olursa sonuç ne olur?
Daha önce Suriye’de Esad’a karşı savaşların karşısına İran Hizbullah’ı çıkarmış, Esad kaybettiği cepheleri yeniden elde etmişti. Bu iş daha önce defalarca denenmiş olduğu için bundan sonra ortaya nasıl bir sonuç çıkar bunun da iyi hesaplanması gerekiyor.
Çünkü IŞİD’ın işi bittikten sonra Amerika, Batı buralardan çekilecek. Türkiye konunun tam ortasında kalacak. Bir yerde komşularımızla, bölgedeki terör örgütleri ile PYD ve PKK ile baş başa kalacak olan biz olacağız. Suriye’deki Esad rejimi ne olacak? Burada nasıl bir şekillenmeye gidilecek? İran’ın ve Rusya’nın da duruşunu çok iyi hesap etmek gerektiğini düşünüyoruz.
Eğer, beklenmedik bir savaşın içine girersek bu bir bataklık olmaz mı? Sonu nasıl biteceği belli olmayan bu bataklıktan kurtulmamızı kolay olamaz. Dış sorunlarımız kadar iç sorunlarımızın olduğunu da görmezden gelebilir miyiz? Bütün bunların yanında ekonomik alanda bir çöküntü yaşamaya başlarsak bu gemi nereye sürüklenir?
İşin en tehlikeli noktası bundan sonra başlayabilir. Eğer, Türkiye bu işe topraklarını açarsa, birçok ülkenin ve terör örgütünün hedefindeki ülke haline de gelebilir. Daha önce bu konularda bazı yazılar yazmış, Türkiye’nin Pakistan’a dönebileceğine dikkat çekmiştik. Bu yazdıklarımız gerçekleşirse, Türkiye böylece bölgede Pakistan’ın durumuna düşebilir. Kaldı ki, yabancı askerlerin de kaç tane olacağı, ülkemizde ne kadar süre ile kalacaklarını da bilemiyoruz.
Tezkere, enine boyuna tartışılabilir. Bizim için önemli olan bölümleri olduğu gibi, bizi sıkıntıya sokabilecek bölümlerinin olduğu da gerçektir. İlerleyen zaman içinde bunları daha iyi görebileceğiz. “
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz