CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 35. Olağan Kurultayı’nda ‘Dördüncü Devrim’ olarak adlandırdığı yeni siyasi çizgisini 10 maddelik bir manifestoyla açıkladı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da açıkladığı demokrasi manifestosunu birlikte hayata geçirme çağrısında bulundu.
CHP’nin 35. Olağan Kurultay’ında seçilen Parti Meclisi (PM) ilk toplantısını dün yaptı. Kılıçdaroğlu, PM’nin açılış konuşmasında, Türkiye’de özgürlükçü demokrasinin oluşturulmadığını belirterek, “Dördüncü bir devrime, özgürlükçü demokrasi devrimine ihtiyacımız var” dedi. CHP’nin bu yolda bedel ödemeye hazır olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’na ‘Biz hazırız, siz de hazırsanız gelin demokrasiyi birlikte getirelim’ diye seslendi.
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 10 maddelik manifesto şöyle:
1- HALKA HESAP VERMEK
“Elinde sopa olan devlet istemiyoruz. Halkına hesap veren bir devlet istiyoruz. 21. yüzyılın Türkiyesi’nde Ortaçağ devleti istemiyoruz. Yeri geldiğinde halkına hizmet eden bir devlet istiyoruz. Çünkü o devletin ayakta kalması için vergiyi veren bu vatandaş, bu ülkenin çıkarlarına hizmet edesin diye bu vergiyi veriyor. Hukukun üstünlüğüne inanan bir hukuk devleti istiyoruz. Varsanız buyrun.
2- 1. SINIF DEMOKRASİ
Çok darbeler yaşadık. İdam sehpalarında siyasetçiler idam edildi, darbeciler kendi yasalarını çıkardı ve bir darbe hukuku oluştu. 1. sınıf demokrasi istiyorsanız gayet açık, gayet net, darbe hukukundan Türkiye’yi arındıralım. Gelin bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirelim, gelin darbe hukukunu değiştirelim.
3- YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Hiç kimse yargıya güvenmiyor. Eskiden bu ülkede adalet vardı. Şimdi ‘bu ülkede adalet var’ diyen kimse yok. İçinde adaletin olmadığı saraylar yaptık. Yargıyı bu hale kim getirdi. Gelin yargıyı bağımsız kılalım, yargının kendi içinde kendisini denetmeyen mekanizmaları da oluşturalım.
4- MİLLİ İRADE
Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası’nı yeniden yapalım, önümüzde engel ne? Milli irade diyoruz, milli iradenin önüne niye baraj koyuyorsunuz? TBMM’nin üzerinde vesayet var. Milli iradenin üzerinde vesayet olur mu? Gelin kaldıralım.
5- DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Hem demokrasi diyeceksiniz, hem düşüncesini açıklayan insanları suçlayacaksınız. Aklımıza ihanet etmiş oluruz düşüncemizi açıklayamazsak. Nasıl uygar dünyanın parçası olacağız. Benim düşünceme katılmayabilirsiniz. Ortak akıl dediğimiz kavramı güçlendirmenin yolu, farklı sentezin çıkması lazım.
6- ÖZGÜR BASIN
Bir ülkede medya özgür değilse, halk özgür değildir. Halkın haber alma kanallarını tıkamışsınız demektir. Vatandaş dedikoduyla, fısıltıyla mı alacak haberleri? Gelin ‘anayasada üç büyük güçten sonra, dördüncü güç medya özgürlüğü’ diyelim. Bir yayını yasaklamak, bir dünya görüşüne yasak getirmek 21. yüzyıl Türkiyesi’ne yakışmıyor.
7- TOPLUMSAL UZLAŞMA
30 yıldır sorun var, toplumsal uzlaşmayla sorunu çözelim. Milli iradenin kabesi diyoruz, kurucu meclis diyoruz 30 yıllık sorunu çözemiyoruz. Niye kan aksın bu ülkede, niye her gün şehitlerimiz gelsin, neden sorunlar oy deposu haline getirilsin ve o amaçla kullanılsın? Adresi de, yeri de, yöntemi de söyledik, gücünüz varsa, oturur konuşuruz ve sorunu çözeriz.
8- DİN ÖZGÜRLÜĞÜ
Devlet bütün vatandaşlarına eşit davranmak zorunda. İnancı, kimliği ne olursa olsun… Açık net çağrı yapıyorum gelin, din ve vicdan özgürlüğünü anayasal güvence altına alalım. İsteyen istediği gibi düşünebilir, istediği şeye inanabilir. Yasaklarla bir ülke büyümemiştir ve gelişmemiştir. Bunları gelin değiştirelim.
9- İNSAN ODAKLI DEVLET
21. yüzyılda bir ülke vahşi kapitalizme terk edilemez. Bir ülkenin ekonomisi rant üzerine inşa edilemez. İnsan odaklı bir devlet anlayışı olması lazım. Hakkı, adaleti savunan devlettir sosyal devlet.
10- ÖZGÜR ÜNİVERSİTE
Üniversitelerimiz bilgi üretmiyor. Bilgi üretmeyen üniversiteye, üniversite denmez. Elin oğlu, lise çağında, ilköğretim çağında bilgi üretiyor. Biz üniversitelerin bilgi üretmesinin önüne duvar çekiyoruz. Eğer üniversite her türlü düşünce özgürce tartışılmazsa o üniversite bilgi üretilir mi?”
ERDOĞAN’A 3 GÜN ‘KARIN AĞRISI’ SÜRESİ
Cumhur-başkanı Erdoğan’ın, “Bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama inanın bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Ben sana salı günü hepsine tek tek belgeleri ile cevap vereceğim. Konuşurken öyle karından atma yok. Açık ve net bütün belgeleriyle ortaya koyacağım. Ona da diyorum, karın ağrısı çekme, şu salı gününe kadar açıkla, biz de öğrenmiş olalım. Açıklamazsan salı günü cevabını alacaksın” dedi.
DİVAN GENÇLERİ
Kılıçdaroğlu PM’deki konuşmasının ardından parti geleneği gereği en genç üyeleri divana davet etti. İstanbul Milletvekili Eren Erdem, PM’ye yeni seçilen Emre Çam ve Sera Kadıgil Divan’a oturdu. PM’ye genç kontenjanından giren Emre Çam, İzmir Milletvekili Musa Çam’ın oğlu. Fransa Strasbourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2. sınıf öğrencisi ve 28 yaşında. Kadıgil ise 1984 doğumlu. İÜ Hukuk Fakültesi mezunu Kadıgil, 2014 yılında da PM’ye seçilmişti. (Selahattin SÖNMEZ/ANKARA)
RÜZGÂRA KARŞI YÜRÜYEN ADAM
Kılıçdaroğlu, önceki gün hayatını kaybeden eski CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’i Nâzım Hikmet’in ‘Rüzgâra karşı yürüyen adam’ şiiriyle andı ve “Doktorlar birkaç saat içinde hayatını kaybedebilir demişti. Öyle de oldu. Dik duruşu vardı. En renkli siyasetçilerden birisiydi. Nâzım’ın rüzgara karşı yürüyen pozu var ya o da siyasette rüzgâra karşı yürüyordu. Acılarımıza sürekli farklı anlamlar katarak devam ettirebiliriz. Tıpkı Uğur Mumcu gibi. Onu da hiç bir zaman unutmayacağız” dedi. Kamer Genç için bugün saat 14.00’te Kartal Cemevi’nde cenaze töreni yapılacak. Genç’in cenazesi yarın Tunceli Cemevi’nde saat 10.00’da, Nazimiye Cemevi’nde de saat 12.00’de yapılacak törenlerin ardından, vasiyeti üzerine Ramazan Köyü’nde toprağa verilecek.